Skip to main content

Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa Alıntılar - I




1. "Nice limanlara yanaşacak gemiler var elbette, ama hiçbiri hayatın ıstırap vermez olduğu limana varmayacak, her şeyi unutabileceğimiz bir rıhtım da yok."

(syf 17)

2. "Ne var ki saçma cümleler, insanda hüngür hüngür ağlama isteği uyandırabilirmiş meğer."

(syf 18)

3. "Tam olarak delilik sayılmaz bu halim, ama delirenler herhalde kendilerine acı veren şeye teslim oluyordur, ruhundaki sarsıntılardan yavaş yavaş zevk almayı öğreniyordur."

"Hissetmek- ne renktir acaba?"

(syf 19)

4. "Kayıtsızlık da zaten aşırı acı çekmekten olur."

(syf 24)

5. "Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi."

"Yaşamayı bilmeden yaşayan bizlere, her şeyi reddetmekten başka hayat tarzı, dünyayı seyretmekten başka yazgı kalıyor muydu?"

(syf 27)

6. "Gün boyunca anlamı olmayan bir keşmekeşin pençesindedir sokaklar; gece olduğunda ise, yine anlamsız bir ıssızlığın. Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum."

(syf 31)

7. "Kalbimde sıkıntılı bir huzur var ve dinginliğim tamamen kaderime razı olmamdan kaynaklanıyor."

(syf 32)

8. "Hayattan çok az şey istedim ama o, o kadarını bile esirgedi benden. Azıcık güneş, kırlar, bir lokma ekmek bir lokma huzur, canımı fazla yakmayacak bir yaşama bilincim olsun ve bir de ne kimseye muhtaç olayım ne el âlem bana muhtaç olsun. Bu kadarı bile esirgendi benden, hani yüreğimizin katılığından değil de, paltomuzun düğmelerini açmaya üşendiğimiz için dilenciyi başımızdan savarız ya, işte o şekilde."

(syf 34)

9. "Yaşamak, başkalarının niyetleriyle örgü örmektir."

(syf 41)

10. "Bütün dünya hayal kurar: Bizi birbirimizden ayıran şey, o hayalleri gerçekleştirecek gücümüzün ya da kendiliğinden gerçekleştiklerini görecek kadar şansımızın olup olmamasıdır"

(syf 45)

11. "Ömrüm boyunca, hayatımı ezen koşulların bazılarından kurtulmak istediğim, buna karşılık kendimi benzer başka koşullar tarafından kuşatılmış olarak bulduğum çok oldu."

(syf 48)

12. "Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız."

(syf 61)

13. "Ne zevk, ne ün, ne iktidar: Özgürlük, yalnız özgürlük."

(syf 62)

14. "Şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığımı, hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle, düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum."

(syf 67)

15. "Ama içimde hiç huzur yok -ah, huzur nedir bilemeyeceğim, asla!-, yüreğimin derininde, bir vakitler sattığımız o evin bir köşesindeki ihtiyar kuyu, yabancılaşmış bir evin tozlu tavan arasına tutsak kalmış çocukluğumun anısı var."

(syf 72)

16. "Bedenimizi nasıl yıkıyorsak, yazgımızı da öyle yıkayabilmeli, çamaşır değiştirir gibi hayat değiştirebilmeliydik."
...
"Çoğu insan ise, özgürce aldıkları bir kararla ya da istemedikleri bir dünyaya boyun eğmeye razı oldukları için değil, kendi kendilerini anlama yetenekleri gerilediği için, bilgiyle alay etmeyi öğrendikleri için tekdüze, silik hayatlar sürerler."

(syf 72)

17. "Benim törelerim yalnızlığın töreleri, insanların töreleri değil kesinlikle."

(syf 81)

18. "İnsan baskı altında yaşamamışsa, özgürlüğün değerini ölçemez."

(syf 83)

19. "Ne mutlu, yaşamlarını kimseye emanet etmeyenlere."

(syf 100)

20. "Ve mutluluk oyunu oynayan yoksul çocuklar gibi, ekmek kırıntılarına pasta diyerek yaşarız."

(syf 105)

21. "Yaşamaya mecbur edildiğim hayattan doğmuş zavallı umutlarım benim!'

(syf 121)

22. "Ruhum hayatımdan yoruldu!"

(syf 122)

23. "Kendi benliğimin ne kadar derinine dalarsam dalayım, düşlerdeki tüm yollar beni kaygı dolu düzlüklere çıkarıyor."

(syf 123)

24. "Ve tüm bunların ortasında bir ben kalırım, hiçbir Sevgi'nin evlat edinmediği, hiçbir Dostluk'un oyunlarına almadığı, yüzüstü bırakılmış, zavallı bir çocuk."

(syf 134)

25. "Hiç olmazsa, küçücükken uyuduğum bir odada asılı duran o küçük gravürde, mehtabın altında uzanan ormanın kıyısına fazladan bir figür olarak çizselermiş beni!"

(syf 140)

26. "Huzursuz ruhlar için adacıklar, herkesin keşfedemeyeceği, düşlerine hapsolmuş ruhlara özel, kocamış ağaçlarla çevrili yollar olsa!"

(syf 141)

27. "Düşünerek yankı ve uçurum yarattım kendime. Derinleşerek kendimi çoğalttım."

(syf 142)

28. "Yaşamak, bir başkası olmaktır. Ve insan bugün, dün hissettiği gibi hissediyorsa, hissetmek olanaksızdır: Dün hissedileni bugün de hissetmek, hissetmek değil, dün hissedilmiş olanı bugün anımsamaktır yalnızca, artık yok olmuş olan dünkü hayatın canlı cesedi olmaktır."

(syf 143)

29. "Ne çok insanız yaşayan, ne çoğuz kendini kandıran!"

(syf 144)

30. "Düşlerimdeki insanlar bana daha yakın."

(syf 146)

31. "Bazen her şey yorar insanı, dinlendirici olanlar bile."

(syf 148)

32. "Hayatımın bugüne kadarki halini -yani çoğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını- bildikten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında"

(syf 150)

33. "Hayat tahayyül edebildiğimiz kadardır."

(syf 151)

34. "Çünkü her düşün kırılıp döküldüğü bir dönemeç vardır."

(syf 152)

35. "Tek trajedi, insanın kendindeki trajikliği görmemesidir."

(syf 156)

36. "Biz aslında insanları sevmeyiz. Sevdiğimiz, bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir."

(syf 161)

37. "En çok anlamak yoruyor bizi. Yaşamak, düşünmektir."

(syf 162)

38. "Bir sanat yapıtı olmak istiyorum, bedenimle olamadığıma göre en azından ruhumla."

(syf 163)

39. "Yazmak, unutmaktır. Bunun yanı sıra edebiyat, hayatı görmezden gelmenin de en hoş yoludur. Müzik bizi yatıştırır, görsel sanatlar uyarır, canlı sanatlar (dans ya da gösteri gibi) avutur."

(syf 165)

40. "Çocuklar, hissettikleri gibi konuştukları için müthiş edebiyatçılar sayılırlar, hem ayrıca hissettikleri, başkalarının ne diyeceği hesaba katılarak hissedilenler cinsinden değildir."

(syf 166)

41. "Vazgeçmek, kendimizi özgür kılmamız demek. Hiçbir şey istememek ise, güç sahibi olmak anlamına gelir."

(syf 171)

42. "Karamsar değilim, hüzünlüyüm."

(syf 178)

43. "Hissetmek ne büyük ağırlık! Hissetmek zorunda olmak ne büyük ağırlık!"

(syf 186)

44. "Özgürlük içimde yoksa hiçbir yerde yok demektir."

(syf 187)

45. "Dile getirilmekle iyileşmeyecek hüzün yoktur, saf olmaması, içine bir parça akıl karışmış olması, gerçekten derin olması şartıyla. Edebiyat başka hiçbir yararı kalmadığında en azından bu işe yarayacak - bir avuç insan için olsa bile."

(syf 190)

46. "Gönlümün kaydığı bütün dinginliklerin, ruhumu parçalayan sivri köşeleri var."

(syf 192)

47. "Kesin olan bir şey var: Bir zamanlar ne olduğumu hatırlayabiliyor olmasam, şu anki bene katlanamazdım."

(syf 193)

48. "Yaşamak başlı başına kendini kaybetmek demektir."

(syf 208)

49. "Bazı metaforlar, sokakta yürüyen insanlardan daha gerçektir. Kimi kitapların kıvrımlarında saklanan tasvirler, nice erkeklerden, nice kadınlardan daha berrak hayatlar sürerler. Bazı edebî cümleler, insanlar gibi birer kişiliğe sahiptir."

(syf 212)

50. "Ne kadar marazi görünürse görünsün, benimki gibi mizaçların yeri düş dünyasıdır. Hayal gücümün (sonradan) geliştirdiği kurgular arasında usandıklarım da oldu, ama ne canımı sıktılar, ne de beni küçük düşürdüler."

(syf 214)

51. "Günün birinde aniden ilham gelse, sanatın olanca gücü içime dolsa, uykuya bir güzelleme yazardım. Hayatta uyuyabilmekten daha büyük zevk tanımıyorum. Uyurken hayat ve sanat tamamen hükümsüz kalır, varlıklardan, insanlardan tamamen uzaklaşırsınız, hatırasız, yanılsamasız bir gecedir uyku - ve nihayet, geçmişin de, geleceğin de olmayışıdır."

(syf 215)

"Ne türden olursa olsun şiddeti daima, insanoğlunun özündeki aptallığın hoyrat bir yansıması görmüşümdür."

(syf 215)

52. "Kendi kendiyle savaşamayan insan başkalarıyla savaşır."

(syf 216)

53. "İnsanları yönetme sanatının temelinde iki ilke yatar: Onları baskı altında tutmak ve aldatmak."

(syf 217)

54. "Bu yüzleri, bu alışkanlıkları, bu günleri görmek istemiyorum artık. Başka biri olmalı, hücrelerime sinmiş bu rol yapma saplantısının yorgunluğunu atmalıyım."

(syf 224)

55. "Düşlerimde günlük hayatı imgelerle süslemeyi, sıradanlığı olağanüstü, sadeliği dolambaçlı göstermeyi öğrendim; kuytu köşeleri, ölü eşyaları yalancı bir güneşle parlatmayı, belki bir teselli olur diye, kendimi anlattığım cümlelere ahenk katmayı."

(syf 232)

56. "Her birimiz hayat rüzgarının savurup yere çaldığı birer toz tanesiyiz."

(syf 238)

57. "Var olduğumu hissettiğim yerde değilim; kendimi ararken, beni arayanın kim olduğunu bilemiyorum. Her şeyden sıkılarak gevşiyorum. Ruhumdan kovulmuşum sanki."

"Kendi kendimin seyircisiyim ben."

(syf 241)

58. "Gerçek hayatı tutsaklık olarak görüp reddediyorum; düşe ise, alçakça bir özgürlük diye sırt çeviriyorum. Ama gerçek hayatta en gündelik, en kirli ne varsa yaşıyorum; düşte ise her şeyin en yoğununu, hem de hiç durmadan. Gün ortasında uyuklayan, sarhoş bir köleye benziyorum - tek bedende iki acizlik hali birden."

(syf 246)

59. "Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır."

(syf 252)

60. "Kimileri, umutsuz yaşanmaz, der; kimine göreyse esas umut varken hayat bomboş kalırmış. Bugün ne umut besleyen, ne de umutları kırılan biri olarak bana göre hayat, benim de dahil olduğum basit bir çerçevedir."

(syf 253)

61. "Düş evreni gölge gibi peşimde. Ve benim uyumaktan başka isteğim yok."

(syf 255)



Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı

Can Yayınları


Comments

Popular posts from this blog

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni

Aşka Dair Nesirler - Ümit Yaşar Oğuzcan / 65 Alıntı

1. "Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim." (syf 5) 2.  "Bir yeşil elbisen vardı Bir siyah ayakkabın vardı Bir gözlerin vardı Bir dudakların vardı Bir sen vardın Ama ben yoktum o sokakta." (syf 12) 3. " Tut ki ben beyazpeynirim ben zeytinim Al Ekmeğine katık et beni." (syf 11) 4.  "Kapılara sığmıyor umutsuzluğum." (syf 14) 5.  "Tanyerinde unuttuk gözlerimizi." (syf 18) 6.  "Yaşamaksa sensiz mümkün değil." (syf 19) 7.  "Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım." (syf 19) 8.  "Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı." (syf 25) 9.  "Git diyorsun   Nereye gideyim  Ümitlerim ne olacak  Bunca şiirleri kim söyleyecek sana  Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini." (syf 33) 10.  "Sevebildiğim kadar insanım ben."