"Uzak, solgun çocukluğum; Akşam alacası, kasaba, Çatılarda kargalar. Hüzünlü gençliğim; Sabahçı kahveleri, Umutsuz aşklar. Bir anı tüneği şimdi Yaşadığım geçmiş yıllar. Ben derim ki; Ömrüm, ömrüm! Mumlar neden eriyip sönerler de Tersine doğru yanmazlar Uzayarak yeniden Ve insan doğmak ister mi Bir daha ölmek için? Ölümü arayarak geçti Bunca yılım. Kötü annem. Beni komşunun oğlu kadar seven, Yok olan babamdı belki Ölüm tutkumu pekiştiren. Elbet bir gün ölürüm. Ömrüm ömrüm Ve yanan mum Koca bir fitil bırakan ardında Ne kadar benziyor birbirine. Zifiri karanlıktı gece. Mum bitti yanmadı tersine Beyaz mürekkeple yazdım Bu şiiri karanlığın üstüne. Ben derim ki; Geçip gider zaman. Geri alınmaz bazı şeyler. Ömrüm ömrüm Ve yanan mum biter. Soğur cehennem bile!"
Yaşadığımızı anlamak için hayata da bir ayraç koyup nefes almak lazım bazen