Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Korkmasaydın Ne Yapardın? - Bahar Eriş / 16 Alıntı

1.  "Hayatta kaçırdığın her tren, yakaladığın başka bir tren demektir." (syf 19) 2. "Çocukların üstleri kirlenmesin diye harcadığımız çabanın yarısını, ruhları kirlenmesin diye harcasaydık, dünya daha güzel bir yer olurdu." (syf 139) 3.  "Bazen zafer, büyük acılardan birkaç adım ötededir; inandığın mücadeleyi bırakmamak gerekir." (syf 112) 4. "Kimin ne zaman nasıl düşeceği, kimin kimi yerden kaldıracağı hiç belli değil bu hayatta. Kimin aklı başında, kimin değil, dışarıdan hiç belli değil. Ve iyi insanlar var. Bazen bunu anlamak için yere düşmek gerekiyor." (syf 55) 5. "Hayat bize sunulan seçeneklerden çok daha fazlası. Herkesin içinde her mevsim, her renk, her duygu, her zıtlık barınabilir. Bazen biri çoğalır, bazen öbürü. Bazen bahar oluruz, bazen güz; bazen aynı ânın içinde bile bir yanımız bahar, bir yanımız güz olur." (syf 156) 6. "Kendi hırslarımız uğruna çocukların düşlerini çalıyoruz ve kaybettiklerinin farkına varamadan bü

Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa Alıntılar - I

1. "Nice limanlara yanaşacak gemiler var elbette, ama hiçbiri hayatın ıstırap vermez olduğu limana varmayacak, her şeyi unutabileceğimiz bir rıhtım da yok." (syf 17) 2. "Ne var ki saçma cümleler, insanda hüngür hüngür ağlama isteği uyandırabilirmiş meğer." (syf 18) 3. "Tam olarak delilik sayılmaz bu halim, ama delirenler herhalde kendilerine acı veren şeye teslim oluyordur, ruhundaki sarsıntılardan yavaş yavaş zevk almayı öğreniyordur." "Hissetmek- ne renktir acaba?" (syf 19) 4. "Kayıtsızlık da zaten aşırı acı çekmekten olur." (syf 24) 5. "Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi." "Yaşamayı bilmeden yaşayan bizlere, her şeyi reddetmekten başka hayat tarzı, dünyayı seyretmekten başka yazgı kalıyor muydu?" (syf 27) 6. "Gün boyunca anlamı olmayan bir keşmekeşin pençesindedir sokaklar; gece olduğunda ise, yine anlamsız bir ıssızlığın. Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum." (syf 31) 7. "Kalbimde sıkıntıl

Ne Kitapsız Ne Kedisiz - Bilge Karasu / 11 Alıntı

  1.  "Yaşlanmanın bir başka yanı da var: Dış dünyaya türlü biçimlerde duyulan ilginin şurasından burasından sakatlanmağa başlaması, insanın kendi kendiyle daha çok uğraşır duruma gelmesidir de, yaşlanma..." (syf 86) 2.  "Okun/a/mayan kitap, ölü bir nesnedir, bir yüktür. Ne yazık ki okunmuş kitapların birçoğu da zamanla böyle bir ölü yük olmaya adaydır." (syf 10) 3. "Okur kitap arar ama, kitabın da okuru bulduğunu ben çok gördüm." (syf 11) 4. "Evet, ölenlerin ardından yaşandığını, ölenle ölünmediğini herkes bir gün öğrenir. Ama eksilerek, azalarak, sakatlanarak, bir yeri koparak yaşandığını..." (syf 12) 5. "Yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de." (syf 14) 6. "Bir dili bilmek dendiği zaman, o dilde düşünebilmektir usuma gelen." (syf 29) 7. "Sevgi ise, ısmarlama olmaz; yaşayarak öğretilecek/ öğrenilecek bir şeydir sevgi." (syf 59) 8. "'Kötülüğe' karşı bir şeyler yapmağa çoğumuz istekliyizdir. Ye

Şiir/ Hançerin Sapı - Metin Altıok

"Haksızlık etme Diyorum kendime; Onurlandırıldın da, Kınandın da sen. Kendini kül dolu Bir küpe gömdün. Tersyüz ettin Sevgini eskidikçe. Güzel günler yaşadın. Çiçeklerin oldu, Bir evin örneğin; Güneş gören, Dağlara dönük balkonu. İşte bu yüzden Ağlarım ben Kestaneler çatlarken. Sabahın buğusu Gözlerimi yaşartıyor, Boynuma dolanıyor Akşam zinciri. Dağlardır beni avutan. Söyleyin bana Gözünüzü kırpmadan; Sizce dönek midir zaman? Eşkıyalar dağları Anlayamazlar. Çünkü suçtur onları Dağlara çıkartan. Darasıdır suç oysa Yaşadığımız dünyanın. Dağlar sizi Pekmez ile kararım. ‘Öyle yaralıyım ki; Ölmem ben artık.’ Ölmem ya kanarım, Kanarım seve seve. Haksızlık etmem Suya ekmeğe Hiç bir anahtar Dönmese de kilidimde. Bekliyorum kaç zamandır; Uykusuzum, sabırsızım. Başımı acıtıyor Geceleri yastığım. Dilim kurumuş Bir su yatağı, Katı sözcüklerle Dolu tozlu ağzım. Bakıyorum eski Fotoğraflara. Hafız Burhan dinliyorum Taş plaklardan. Bir pencere çarpıyor Viran yüreğimde, Sıvalar dökülüyor Pervazın

Şiir/ Tomris - Turgut Uyar

"Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz Alır başımı Erzincan’a giderim seni düşünmek için Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur Ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan durmadan Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm seni övdüğüm zaman Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda seni övdüğüm zaman."

Şiir/ Bulmak - Erdem Bayazıt

"Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerinde Kapılıp gidiyorum saçının sellerine Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın Tabiat bembeyaz bir gelinlik giymiş gibi yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm."

Şiir / Rüzgar Bizi Götürecek - Furuğ Ferruhzad

"Küçücük gecemde benim, ne yazık rüzgârın yapraklarla buluşması var küçücük gecemde benim yıkım korkusu var dinle karanlığın esintisini duyuyor musun? bakıyorum elgince ben bu mutluluğa bağımlısıyım ben kendi umutsuzluğumun dinle karanlığın esintisini duyuyor musun? şimdi bir şeyler geçiyor geceden ay kızıldır ve allak bullak ve her an yıkılma korkusundaki bu damda bulutlar sanki, yaslı yığınlar misali yağış anını bekliyorlar bir an ve sonrasında hiç. bu pencerenin arkasında gece titremede ve yeryüzü giderek durmada bu pencerenin arkasında bir bilinmez seni ve beni merak ediyor ey baştan aşağı yeşil! yakıcı anılar gibi ellerini, bırak benim aşık ellerime ve dudaklarını varlığın sıcak duygusunu benim sevdalı dudaklarımın okşayışına bırak rüzgâr bizi götürecek. rüzgâr bizi götürecek."