1. "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık."
(syf 110)
2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.”
(syf 7)
3. "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi. Seni korumak için karşı durdum tüm bunlara. Dünyayı senden geçirerek sevdim."
(syf 8)
4. "Kimse yaşamadan bilemezdi elbet, nereye, neden giderse gitsin, tüm yolculukların insanı çocukluğuna götürdüğünü. Geçmişini bir mühür gibi gözlerinde ve adımlarında taşıdığını insanın."
(syf 10)
5. "Geceler bitti. Yolculuklar bitti. Yeni yerler, yeni sabahlar bitti. Her yerde bin yıllık bir aşınma, solgun zaman kokusu. Senden önceki haline döndü kalabalık. Gamzeli sular yürürdü dünyaya, kirpiğin kaşına her değdiğinde."
(syf 14)
6. "Kalbinle donattın önce gövdemi, sonra
aşkın nasıl bir yoksulluğa dönüştüğünü gösterdin."
(syf 14)
7. "Gözyaşını küçümseyenin acısı da olmaz sevinci de."
(syf 15)
8. ”Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. ‘Nerede kaldın’ ayazını değil, ‘hoş geldin’ iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını. Kapı zilleriyle telefonlar arasında tükenmeyi. Geceyi bir hayal hazinesine çeviren uykusuzluğu. Bir gövdenin önünde diz çökmeyi. Kendimi severek yürümeyi kalabalıkta. ‘Göğe bakma duraklarını’ özledim. Yağmuru kirpiklerden içmeyi. Yumruk kadar bir yüreğe dünyayı sığdırma hünerini. ‘Sana sevinç verdiğim sürece ben buradayım’ zenginliğini özledim.
(syf 19)
9. "Bulanık havalardaki kederi çözemedim, dedi, kim bilir kaç saattir kendi içine yağan adam."
(syf 24)
10. "Ne kadar kötü olursa olsun herkesin geçmişi, cenneti oluyor bir süre sonra..."
(syf 25)
11. "İnsan yaşama gücünü her zaman elde ettiklerinde bulmaz. Bir düşü büyüten onun uzaklığı değil midir biraz da?"
(syf 25)
12. "Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor."
(syf 27)
13. "Yalnızlığı ne kadar geniş bir alana yayarsan yay, ne kadar uzak bir zamana ertelersen ertele, acısı ve ağırlığı azalmıyor. Çünkü insan, yüreğini göğüskafesinde yapayalnız taşıyor."
(syf 31)
14. "Dünyanın herhangi bir yerinde şiir yazan birisi varsa ve onu okuyan bir başka biri varsa, barıştan, aşktan, özgürlükten ve güzellikten umudu kesmeye yer yoktur."
(syf 35)
15. "Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci, sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin..."
(syf 37)
16. "Anılar... Günde kim bilir kaç kez gidip gidip geldiğimiz, alın kırışığımızda saklı dünyamız. Bugünümüzü biçimleyen, yaşamın içimizde ve dışımızda süren tortusu. Kaç kişiyle paylaşılırsa paylaşılsın herkese özel olan duygu. Bir daha yinelemez olan. Yaşarken seçip istemesek de sonradan sahiplendiğimiz, durdukça değerlenen yaşantı parçacıkları. Kimi gün kederle, kimi gün hazla kirpiklerimize takılan geçmiş zaman ölüleri. Bizim ömrümüzü,, öznel tarihimizi oluşturan ayrıcalığımız. Akıp giden zamanı bize gösteren, dönüp dönüp kendimizi seyrettiğimiz ayna."
(syf 38)
17. "Arkasına baka baka yürüyen insanın gideceği hayal, hatırasıdır."
(syf 40)
18. "Kimse kendini silerek var olamazdı."
(syf 41)
19. "Ne tuhaf, insanın en büyük hazinesi, ona en büyük acıyı çektiren yüreğiydi ve gökyüzünü içine alacak kadar genişti. İnsan bunu ne geç öğreniyordu."
(syf 41)
20. "Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir."
(syf 46)
21. "Tarla kuşlarının şakımasını bilmezseniz, aşkınızı hangi kanatlı sözlerle gökyüzüne yazabilirsiniz?"
(syf 47)
22. "Yalnızlık… Seni bir gün biz seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın."
(syf 54)
23. "Gece, yalnızlığımıza çekilen gök perdeyse, şiir içerdeki aydınlığımızdır."
(syf 181)
24. "Şiir - demişti Necatigil - hayalden ve hatıradan doğar."
(syf 61)
25. "Sokak bizim evlerimizin dışarıya sarkmış mutsuzluklarıdır."
(syf 66)
26. "Şiir ayıklanmış yaşantıdır." der Melih Cevdet Anday.
(syf 65)
27. "Nedir bu hüzün; nereden gelir; hüzünsüz olmaz mı? Ne olabilir ki, dersin saygıyla; doğrudan hayatın kendisi. Hayatla 'terbiye' edilmiş benim aklım ve kalbim."
(syf 68)
28. “Sevmek, yaşamın bizi sürüklediği uçurumun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı; ölümle dirim arasındaki baş dönmesidir”
(syf 73)
29. “Sevmek, bizi onaran, acısından bile haz aldığımız belki de tek incinme; bütün hüznü, iyimserliği ve ikircimine karşın, sesimizin en duru aktığı yataktır.”
(syf 73)
30. "Sevmek, insanın en büyük acısıdır."
(syf 74)
31. "Onca acıdan sonra anladı ki, ölüm de yıkım da umut da umutsuzluk da aşk varsa güzeldi, kolaydı, katlanılırdı."
(syf 79)
32. "Kime biraz gülümsediysem, garip bir önlem duygusuyla, bir yerlere gecikiyormuş gibi telaşlı, arkasını dönüp gitti."
(syf 80)
33. "Kimse, ilkyazın sevgi, yazın dinginlik, güzün bitiş, kışınsa sıcaklığı bitiren bembeyaz bir düş olduğunu anlatmadı."
(syf 80)
34. "Herkesin her şeyi sorgusuz ve çabasız kabul ettiği bir dünyada, mutluluğunu bile didik didik etmenin ayrıcalığı ile üstün ve yenikti."
(syf 82)
35. "Herkesin, başkasına biçim vermek, kendilerine uymayan yanlarını düzeltmek ve ortalamanın kalıplarına oturtmak için yedeğinde taşıdığı, ahlaksızlığın ahlakı olarak nitelenebilecek, ikiyüzlülükten ve ihanetten bir kalıbı vardı."
(syf 87)
36. "Tuhaf değil mi insanın gücü sevdiğine yetiyor."
(syf 92)
37. "En çok akşamları duyuyorum zamanın acısını."
(syf 94)
38. "Garip değil mi, yaşadığı acıları bile özlüyor insan.
...İnsan geçmişe gülümseyerek bakıyorsa, başka bir umarı kalmadığındandır.. Avucumuzdan usul usul sıyrılan dünyayı son bir çırpınışla sevmekten başka ne gelir elimizden. Yoksa insana acısını özleten bir gerçeklik, gerçekte ona verilmiş bir cezadır."
(syf 95)
39. "Bize gerekli olan yalansız bir iyilik, incitmeyen güzellik, güler yüzlü doğruluktur."
(syf 108)
40. "Gerçeğin ilk adımı hayaldir ve mutluluk tutkuyla yoğrulmuş bir çabadır."
(syf 109)
41. "İnsanı kendi çukurundan çıkaracak olan kendi umutsuzluğudur…”
(syf 109)
42. "Hangi taşıta binerse binsin bütün taşıtlar, acısını kendinden başka kimsenin duymadığı, şimdi bir unutuluşu çırpınan boğuk zamanlara götürüyordu onu."
(syf 31)
43. "Ah -dedi- insanlar uykularındaki kadar masum, çocukları kadar yalın, yaşlılar gibi dingin yaşasalar zamanı, acı, dünya haritasından silinir, herkes her sevinci aynı incelik ve içtenlikle hak ederek yaşardı."
(syf 118)
44. "Aynı dalda şakıyan kuşun sesi solar şarkısı eskirmiş. Gökyüzü dünyadan kopuk boş bir mavilik değilmiş; üstünde durduğu topraktan alırmış rengini..."
(syf 127)
45. "Kimse kendi acısını bile duymuyor artık. Kimse bir başkası için kederlenmiyor. Birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden."
(syf 132)
46. "Kendisine ait olmayan bir zamanı sorgulamaktan bunalmıştı."
(syf 134)
47. "Şiir, telaşın, karmaşanın, uğultunun ardındaki dinginliği duyabilme yetisi olduğu kadar, bir avuç kumda dip fırtınalarını, derinlere inen balığın sesini, bir yaprakta büyüyen güzü duyma sanatıdır aynı zamanda."
(syf 252)
48. "Aşk tüm zamanların, tüm sanatların sanırım en güçlü temasıdır. Özellikle şairler için bu tema iki ağzı keskin bir bıçaktır kendi elleriyle yüreklerine sapladıkları."
(syf 224)
49. "Genel geçer özellikleri ile insan dünyanın en doyumsuz, en yetinmesiz varlığıdır. Ulaştığı, elde ettiği her gerçeği hemen ve hızla tüketir. Merak ve ihtiyaç, yakasını bırakmayan iki temel itici güçtür. Vardığı her ufuk çizgisi bir yanılsamadır."
(syf 138)
50. "Bir duygu avcısıdır şair. Aralık kapılardan, kirpik uçlarından, çatı pervazlarından, kimi gün bir ince mavi, kimi gün güz rengi bir hüzünle süzülen ayrıntıları, göğsündeki görünmez kıyılara doldurur bir bir. Bir görme ustasıdır o."
(syf 142)
51. "Hayatın en kolay ayarttığıdır şair. Vefası şiirdir."
(syf 142)
52. "Yaşama sevincinin coşkuyla işlendiği kimi şiirlerde bile, şiirin altı biraz eşelendiğinde bir özlemin, bir yoksunluğun, bir hüznün olduğunu görmek olasıdır."
(syf 151)
53. "Şairin en mutlu olduğu an, bir şiirin bittiği o sıcacık andır."
(syf 151)
54. "Yalnızca nesnelerin değerli olduğu yabancılaşmış bir dünyada, insan da nesneler arasında bir nesne olmuş, ne yazık ki nesnelerin en ucuzu ve güçsüzü konumuna düşmüştür."
(syf 154)
55. "Yaşam ayrıntıdadır. Yüce ülküler, büyük düşünceler, bireysel-toplumsal bir yaşama biçimini, bir yaşam felsefesini oluşturur ama bu felsefenin günlük pratiğe yansıması, olaylar-durumlar-nesneler karşısında aldığımız tavır, hayatın ince ayrıntıları karşısındaki tutumumuzdur."
(syf 244)
56. "Değiştirmeden önce nasıl anlamak gelirse, söylemeden önce de duymak gerekir; yaşamak (eylemli) değil her zaman."
(syf 181)
57. "Sanat kültüründen yoksun, yaşamında bir kitap okumamış, şov merkezleri tarafından pompalanan kültürün tüm düzeysizliği ile lumpenleştirilmiş insanı, gerçek sanat yapıtlarına yöneltmek oldukça zor ve zahmetli bir uğraş."
(syf 157)
58. "Ölüm... İnsanın üstesinden gelemediği, zamanını seçemediği yaşamın en acılı, son büyük gerçeği. Kim olursa olsun, yaşı ne olursa olsun, içten içe sezse de kimsenin kabullenemediği, ama katlanmak zorunda olduğu bir olgu."
(syf 231)
"Bir gönül kırgınlığının acısını dindirecek bir yolculuk yapılmadı henüz."
Faruk Duman
Faruk Duman
"Gerçek bir yaşamın olmadığı yerde onun yerini düşler alır."
Çehov
"Günahımız dağınıklık ise cezamız unutmadır."
Octavia Paz
"Sanatın en önemli görevlerinden biri, kişide karşılık bulma zamanı gelmemiş bir istek uyandırmaktır."
Walter Benjamin
"Ürkeklik ve çekingenlik yalnızlığa açılan kapıdır. İnsanın ilginç ruhsal bir durumudur. Kurtulması kolay olmayan bir ıstırap gibidir. Ancak insana böyle bir özellik ya da kötü yan, bir karışım gibi şarttır, kişiliğinin bozulmasını önemli ölçüde önler."
Pablo Neruda
"Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm."Cahit Külebi
"Bir çocuk şarkı söylüyordu,
Dokunan bir şeydi ama neydi,Şarkı mıydı, sesi miydi, çocuğun kendisi miydi?"
Gülten Akın
"Doğumu Antalya'dan getirdim,
Yenikapı'nın bilmediğim bir evinden..Binbaşım yeni gelmişim cepheden,
Anam en güzel yaşında.
Çocukluğu Topkapı'dan getirdim,
Tarhana çorbası kokar.
Bir gecesini görsem yetimliğin aynasında
Anıları durdurmak gelir içimden.
İlk gençliği İzmir'den getirdim,
Özgürlük sözcüğü yetmez anlatmaya...
Nasıl sığmış avuçlarıma koca dünya,
Kitabın biri insan, biri ben.
Denizli'den getirdiğim
Maphushane işi bir fotoğraf..
Kayar gider belleğimden,
Ne kadar yattım, ne zaman çıktım, ne zaman girdim?
Balıkesir'den yüz köyün adamını getirdim
Gözleri hüzün çiçekleridir
Kimi kuşkuyla bakar yüzüme,
Kimi kardeş bilir beni.
Kadıköy'den kimi getirdim bilirsiniz,
Yılların eskimeyen şiiri..
Yeni çağlara birlikte yürüdüğüm,
Bilmediğim çağlardan gelen."
Şükran Kurdakul
"Herkes şairdir çünkü rüya görür
Herkes mahirdir çünkü aşık olur."
Hulki Aktunç
"Ah! şu kayıtsızlığın gücü! Budur taşlara milyonlarca yıl değişmeden dayanabilme olanağı veren."
Cesare Pavese
“Şimdi senden yâre kalan
Ne ayını almış bir gökyüzüNe de ince uzun bir ırmaktır
Dağlara dokunarak akan
Şimdi senden yâre kalan
Bir mendil uçları yanmış
Belki de mavi bir gül
Dibi gözyaşlarıyla sulanmış
Şimdi senden yâre kalan
Gözyaşı silmiş bir mendil”
Abdülkadir Bulut
"Her şey tükenir bir kaçışın başladığı yerde söz hariç."
Hayati Baki
"Aşk benim kurtuluşum, soluğum, özgürlüğümdür. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan, kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan, aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep ya hiçtir."
Cezmi Ersöz
"İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzerSuyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konya'nın beyaz
Antep'in kırmızı düzlüğüne benzer."
Edip Cansever
"Hükmüm yok
Fazlayım buradaAkşamın ayrıntısıyım
Unutulmuş anahtar
Masada."
Salih Bolat
İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş
Kırmızı Kedi Yayınevi
Yorumlar
Yorum Gönder