Ana içeriğe atla

Paris ve Londra'da Beş Parasız - George Orwell / 12 Alıntı



1. "Ah, insan sevinci ne kadar da sefil, kısa ve hayal kırıklığıyla dolu!

(syf 21)

2. "Açlık insanı omurgasız ve beyinsiz bir hale indirgiyor; bu açıdan en çok gribin yan etkilerine benzetilebilir. Kendinizi bir denizanası gibi ya da vücudunuzdaki tüm kan dışarı pompalanmış da yerine ılık su konmuş gibi hissediyorsunuz."

(syf 48)

3. "Aç görünmek ölümcüldür. İnsanlarda seni tekmeleme isteği uyandırır."

(syf 63)

4. "Uyku sırf fiziksel bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştı; şehvetli bir şeydi, rahatlamadan ziyade bir sefahatti."

(syf 111)

5. "İnsanlar, tüm işlerin mantıklı bir amaca hizmet etmek adına yapıldığına gözü kapalı inanıyorlar."

(syf 137)

6. "Giysiler çok güçlüdür. Berduş giysileri giydiğiniz zaman, en azından ilk gün tamamen aşağılanmış hissetmemek çok zor. Mantıksız da olsa gerçekten hapisteki ilk gece hissedeceğiniz utancı hissedebiliyorsunuz."

(syf 151)

7. "Karikatürün püf noktası güncel olmaktır."

(syf 190)

8. "Yıldız gösterisi bedava; gözlerini kullanmak için paraya gerek yok."

(syf 190)

9. "Eğer yeterince istersen, zengin de olsan fakir de olsan aynı hayatı yaşayabilirsin. Kitaplarını ve fikirlerini koruyabilirsin. Sadece kendi kendine, 'Burada'" -alnına vurdu- "'özgür bir adamım,' demen lazım; o zaman sorun kalmaz."

(syf 191)

10. "Attan inip eşeğe binen"lere diğer herkesten daha çok acınması gerektiği düşüncesi işte bu yüzden saçmalık. Gerçekten acınması gereken kişi, baştan beri eşeğe binen ve yoksulluğun karşısına boş, aciz bir zihinle çıkan kişidir.

(syf 208)

11. "Geliriniz belli bir seviyenin altına düşer düşmez insanların kendilerinde size vaaz verme ya da sizin adınıza dua etme hakkını bulmaları çok ilginç."

(syf 209)

12. "Sadaka alan biri, velinimetinden hemen her zaman nefret eder-insan doğasının değişmez bir özelliğidir bu- ve arkasına destek olarak elli ya da yüz kişi alınca bu nefreti gösterir."

(syf 212)



Paris ve Londra'da Beş Parasız - George Orwell 

Can Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni

Aşka Dair Nesirler - Ümit Yaşar Oğuzcan / 65 Alıntı

1. "Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim." (syf 5) 2.  "Bir yeşil elbisen vardı Bir siyah ayakkabın vardı Bir gözlerin vardı Bir dudakların vardı Bir sen vardın Ama ben yoktum o sokakta." (syf 12) 3. " Tut ki ben beyazpeynirim ben zeytinim Al Ekmeğine katık et beni." (syf 11) 4.  "Kapılara sığmıyor umutsuzluğum." (syf 14) 5.  "Tanyerinde unuttuk gözlerimizi." (syf 18) 6.  "Yaşamaksa sensiz mümkün değil." (syf 19) 7.  "Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım." (syf 19) 8.  "Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı." (syf 25) 9.  "Git diyorsun   Nereye gideyim  Ümitlerim ne olacak  Bunca şiirleri kim söyleyecek sana  Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini." (syf 33) 10.  "Sevebildiğim kadar insanım ben."

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş