1. "Hepimiz her şeyde aşağı yukarıyız."
(syf 12)
2. "Dostluk ise daha sadedir. Uzun sürelidir ve elde edilmesi zordur, ama bir kez elde edildi mi, artık ondan kurtuluş yoktur."
(syf 27)
3. "Duygularımızı yalnız ölümün uyandırdığına dikkat ettiniz mi?"
(syf 28)
4. "İnsan böyledir, aziz bayım, iki yüzü vardır onun: Kendini sevmeden sevemez."
(syf 29)
5. "Bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile; ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. Böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine. Bir olayın olması gerek, insan bağlantılarından çoğunun açıklaması bu işte. Bir olayın olması gerek, hatta aşksız bir köleliğin, hatta savaşın ya da ölümün bile."
(syf 31)
6. "Yaşam benim için gittikçe daha zorlaşıyordu; beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum."
(syf 34)
7. "İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar. Hayatta olduğunuz sürece durumunuz kuşkuludur, ancak onların kuşkuculuğunu hak edersiniz."
(syf 54)
8. "Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, aşık olduğumu sandım."
(syf 71)
9. "Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."
(syf 73)
10. "Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder."
(syf 78)
11. "Bir insanın öldürülmesi için her zaman
nedenler vardır. Buna karşın, onun yaşamasını haklı çıkarmak olanaksızdır. İşte bu yüzden suçlu her zaman avukatlar bulur, masum ise bazen."
(syf 79)
12. "İnsan ölümsüzlük oyunu oynar, birkaç hafta sonra ise, yarına kadar gövdesini sürükleyip sürükleyemeyeceğini bile bilemez."
(syf 75)
13. "Sonunda herkes bir yere gelir, ama dize gelmiş ve başı eğik olarak."
(syf 95)
14. "Ama insan yaşamını sevmediği zaman, onu değiştirmek gerektiğini bildiği zaman, elinde başka seçeneği yoktur, öyle değil mi? Bir başkası olmak için ne yapmalı? Olanaksız bu. Artık hiç kimse olmamak, herhangi biri uğruna kendini unutmak gerekirdi, hiç değilse bir kez. Ama nasıl?"
(syf 100)
15. "Hepimiz birbirimize benzemiyor muyuz, böyle durmadan ve muhatapsız konuşarak, önceden cevapları bilsek de hep aynı sorularla karşılaşarak?"
(syf 102)
16. "Artık çok geç, her zaman hep geç olacak."
(syf 102)
Albert Camus - Düşüş
Can Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder