Ana içeriğe atla

Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos / 17 Alıntı



1. "Dodo, ne hüzün öldürür insanı ne de hasret!"

(syf 9)

2. "N'oldu, Zeze?"
"Hiç. Şarkı söylüyordum."
"Şarkı mı?"
"Evet."
"Demek ki kulaklarım sağır olmuş."
Acaba insanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor olabilir miydi? Sesimi çıkarmadım. Bilmiyorsa benden öğrenecek değildi.

(syf 14)

3. "Ben de büyüyünce bilgili olmak, şair olmak ve papyon takmak istiyorum. Bir gün papyonlu bir resim çektireceğim."
"Neden papyon?"
"Çünkü papyonsuz şair olmaz. Edmundo Dayı'nın bana gösterdiği dergilerdeki şairlerin hepsi papyonlu."

(syf 16)

4. "Sence bu yarasa seni çok seviyor mu?"
"Sevmez olur mu..."
"Yürekten mi seviyor?"
"Kesinlikle."
"Öyleyse geleceğine emin olabilirsin. Biraz gecikebilir,ama bir gün mutlaka seni bulacaktır."

(syf 36)

5. "Neden ders alıp benim gibi yapmıyorsun?"
"Ne yapıyorsun ki?"
"Hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına uğramıyorum."

(syf 46)

6. "Ağlama yavrum. Böyle duygusal bir çocuk olursan hayatta daha çok ağlarsın..."

(syf 58)

7. ‘’Neyi bekliyoruz, Zeze?’’
‘’Gökyüzünden güzeller güzeli bir bulutun geçmesini.’’

(syf 67)

8. "Annemin karaltısı sokağın köşesinde belirdi. Kesinlikle oydu. Dünyada kimse ona benzemezdi."

(syf 73)

9. "Sokağımızda her türlü hava görülürdü. Bilye havası. Topaç havası. Sinema yıldızı kartı biriktirme havası. En güzeli de uçurtma havasıydı."

(syf 102)

10. "Bilesin ki kalbimiz kocaman olduğu sürece sevdiğimiz her şey içine sığar."

(syf 120)

11. Gloria hayallerime ne olduğunu soruyordu.
"Artık yoklar. Uzaklara gittiler..."

(syf 141)

12. "Evet, öldüreceğim. Çoktan başladım bile. Öldürmek derken öyle Buck Jones'un tabancasını alıp dan diye öldürmeyi kastetmiyorum. Öyle değil. Kastettiğim onu kalbimde öldürmek. İyiliğini istemekten vazgeçmek. Derken bir gün ölüp gidecek."

(syf 146)

13. “Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”

(syf 157)

14. “Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.”

(syf 169)

15. "Bir şeylere inanmaya hazır olmadıkça her şeye baştan başlamak zordu."

(syf 179)

16. "En iyisi hayallerini olabildiğince korumaktı."

(syf 179)

17. "Çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor."

(syf 180)


Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos

Can Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni ...

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş...

Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka / 19 Alıntı

1. "Birçok şeyin başka türlü olmasını isterdim." (syf 101)   2.  "Adımı da yitirdim! Küçüle küçüle “Senin” kaldı yalnız." (syf 76) 3.  "Dün geceyi, yarıma kadar sana yazmakla, geri kalan zamanı da seni düşünmekle geçirdim." (syf 83) 4.  "Korkarak, titreyerek, tetikte, bütün tüylerim diken diken olmuş bir durumda okuyorum mektuplarını... Odamdaki ekmek kırıntılarını kapmaya gelen serçeye benziyorum." (syf 84) 5.  "Şu yeryüzünde bana yetecek kadar sabır var mı dersin, Milena?" (syf 87) 6.  "Milena, Milena, Milena... Adından başka şey yazamıyorum. Yazmalıyım ama! Bugün şaşkınım, yorgunum ve sensizim Milena." (syf 89) 7.  "Unutamayacağım bir doğa olayıydı yüzün istasyonda Milena: Bulutlardan değil, kendiliğinden gölgelenen bir güneştin sanki." (syf 90) 8.  "Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün zamanlarını sana ayırmak istiy...