Ana içeriğe atla

Anlamaktan Yoruldum - Fernando Pessoa Kitabından Aforizmalar


"Birbirimize nasıl da görünmez olduğumuzu hiç düşündün mü, sevgili insan? Birbirimize bakıyoruz ama birbirimizi görmüyoruz. Birbirimizi dinliyoruz ama kendi benliğimizden çıkan sesleri duyuyoruz sadece. Başkalarının sözleri kulaklarımızın bir hatası, anlayışımızın harabesidir. Insanların sarf ettiği sözlere kattığımız anlamlara nasıl da güvenle inanıyoruz."

(syf 61)

"Kaçtığım bütün savaşların yaralarını taşıyorum."

"Geçmişim, olmayı başaramadığım her şeydir."

(syf 11)


"Sevinçlerim de kederlerim kadar acı veriyor."

"Bütün başlangıçlar istemeden yapılır."

(syf 12)


"Her duyguya bir benlik, her ruh haline bir ruh kat."

"Ne ölmeyi istiyorum ne de yaşamayı."

"Kendim olmayalı uzun zaman oldu."

"Gündüz, hiçbir şeyim; gece, kendimim."

(syf 13)


"Tüm sevenlerim karanlıkta unuttu beni."

"Şüphe duyuyorum, o halde düşünüyorum!"

"Her şeyi ertelemekle geçiyor ömrüm."

"Hissetmek - bu hangi renkte olabilir?"

"Acı denilen şey, yalnız başına yaşanır."

(syf 14)


"Var olmaktansa düşlemek daha iyi."

"En çok anlamak yoruyor bizi."

"Yaşamak düşünmemektir."

(syf 15)


"Hiçbir şey bilmiyorum ve bu, kalbimde büyük bir yara."

"Duygularla düşünmeyi ve akılla hissetmeyi öğrenmek..."

(syf 16)


"Hayat ile aramda ince bir cam var. Hayatı ne kadar açıkça görüp anlasam da, ona dokunamıyorum."

"Sık sık mutlu ve neşeli olmakla birlikte, daima üzgün olduğumu fark ettim."

(syf 18)


"Gerçeklik hiç bana göre değildi fakat hayat gelip buldu beni."

(syf 19)


“Dünya, hissetmeyenlere aittir. İşini bilen bir insan olmanın temel koşulu duyarsız olmaktır."

"Sanat, kendi hissettiklerimizi başkalarına hissettirmektir."

"Zamanı boşa harcamanın da kendine has bir estetiği vardır."

(syf 20)


"Hiçbir beklentisi olmayan için, gelen her şey makbuldür."

(syf 21)

"Hiçbir zaman olamadığımız bir şeyin pişmanlığını duymaktan daha acı verici bir pişmanlık yoktur."

"Bir sanat eseri olmak istiyorum, en azından ruhumla; çünkü bedenimle olmayı başaramıyorum."

(syf 23)

"Çocukluğumu kaybettiğim için değil, çocukluğum dahil her şey kaybolduğu için kederleniyorum."

(syf 24)

"Kalbimde huzurlu bir ıstırap var ve sakinliğim vazgeçişimdendir."

(syf 25)

"Aslında tek arzuladığım şey, hayatı uykuda geçirmektir."

"Mutlu olanlar, hayatlarını kimseye emanet etmeyenlerdir."

(syf 26)

"Delilik yoksa nedir ki insan, canlı kanlı bir yaratıktan, üreten ve yaşayan bir cesetten başka?"

"Mutsuzluğunun farkında olmayan bunca insanın mutluluğu beni dehşete düşürüyor."

"İnsan hayatı dalga geçilemeyecek kadar hüzünlü ve ciddidir."

(syf 28)

"Acı çekmekten zevk aldığımı düşünüyorum bazen."

(syf 29)

"Saçlarımızı ağartan ve yüzlerimizi kırıştıran zaman en coşkulu duygularımızı da soldurur, hem de çok daha hızlı bir biçimde."

(syf 30)

"Çok yalnızım, kalabalıklar tarafından kuşatılmışım."

(syf 31)

"Bizler hiç kimseyi sevmeyiz aslında. Bizim sevdiğimiz şey, karşımızdaki kişi hakkındaki fikirlerimizdir. Kendi düşüncelerimizi, kendi benliğimizi severiz biz."

"Hiçbir şeyi ciddiye almayan kişidir, tek mutlu kişi."

(syf 32)

"Hepimiz kendi dışımızdaki şeylerin tutsağıyız."

(syf 34)

"Bazen bütün hayallerimi tek bir kesintisiz hayatla birleştirsem ve hayali dostlar ve insanlarla dolu günlerden oluşan bir hayat kursam ne kadar mükemmel olur diye düşünüyorum."

(syf 36)

"Bu dünyada hayatta kalmanın tek yolu hayallerimizi, asla gerçekleştirmeden canlı tutmaktır çünkü hayalin gerçekleşmiş hali hiçbir zaman kafamızda canlandırdığımız kadar iyi olmaz."

"Ruhum gizli bir orkestra; içimde hangi enstrümanların, hangi keman tellerinin, arpların, davulların ve tamburların çaldığını bilmiyorum. Sadece oluşan ahengi duyuyorum."

(syf 37)

"Hayat bize hapishane hücresinden başka bir şey vermiyorsa, unutulmuşluğumuzu düşlerimizin gölgeleri ve renkli desenleriyle, duvarın durgun yüzeyine kazıyarak en azından bize verilen hücreyi süsleyelim."

"Mükemmelliğe tapıyoruz çünkü ona sahip olamıyoruz; eğer sahip olsaydık, onu reddederdik. Mükemmellik insanlık dışıdır çünkü insanlık mükemmellikten çok uzaktır."

"Eyleme geçmeksizin ayrıntıya ve mükemmelliyetçi içgüdülere takılmak, insanı vazgeçmeye yönlendiren bir karakter özelliğidir."

(syf 38)

"Hiçbir zaman baskı altında yaşamamış biri özgürlüğün ne olduğunu bilmez."

(syf 41)

"Ne mutlu her şeyden vazgeçebilene, her şeyden vazgeçebileceği için hiçbir şeyi elinden alınamayacak, azaltılamayacak olana."

(syf 49)

"Şeylerin değeri var oldukları süreye değil, bıraktıkları etkiye bağlıdır. Unutulmaz anlar ve eşsiz insanlar işte bu yüzden vardır!"

(syf 53)

"Yaptıklarımızdan ziyade düşündüklerimize değer veriyoruz. Düşündüklerimizi yapmadığımızı ya da düşündüğümüz şey olamadığımızı, şeylerin ilk özelliğinin hareket olduğu gibi hayatın da ilk işlevinin eylem olduğunu unutuyoruz."

(syf 56)

"Her zaman sevilmek istedim. Bana ilgisizce davranılması daima kederlendirdi beni. Talihin yetim bıraktığı ben, her yetim gibi birilerinin sevgisini ve şefkatini görmek istedim. Bu ihtiyaç daima yatıştıramadığım bir açlık oldu ve bu kaçınılmaz açlığa kendimi o kadar alıştırdım ki, bazen gerçekten yemek yeme ihtiyacı hissetmediğimi düşünüyorum. Her ne olursa olsun, hayat canımı yakıyor."

(syf 61)

"Hayattan çok az şey istedim fakat o, bu kadarını bile çok gördü bana. Yakınlarda bir kır, biraz güneş ışığı, birazcık ekmek eşliğinde birazcık huzur, var olduğum gerçeğinin altında ezilmemek, başkalarından hiçbir şey istememek ve başkalarının benden hiçbir şey istememesi..."

(syf 63)

"En çok can yakan duygular ve en çok yaralayan hareketler olanaksız olanlardır: sırf imkânsız oldukları için gidip de imkânsız şeylere özlem duymak,hiç var olmayan bir şeyin hasretini çekmek,kesin olmayan bir şeyi arzulamak,bir başkası olamamanın pişmanlığını yaşamak,dünyanın varoluşundan hoşnut olmamak.Ruh bilincinin bütün bu yarı tınıları içimizde ne olduğumuza dair güneşin sonsuza kadar battığı acı dolu bir manzara yaratır."

"Hayat, onu nasıl tasarladığımıza göre değişir."

(syf 64)

"Bir şeyi kelimelere dökmekten hoşlanıyorum. Kelimeler benim için somut bedenler, gözle görülür denizkızları, vücut bulmuş duyulardır."

(syf 68)

"Ruhumdan çüçekli bir süs yapmalıyım kendime.

(syf 74)

"Birkaç kişi mutluluğu bulabilsin diye birçokları acı çeker."

(syf 79)

"Keşke insan, doğumundan itibaren, her şeye mutlak kabul gören anlamlar yüklemeseydi de bütün şeylerin dışarıdan dayatılan anlamı değil de özlerinde var olan anlamlarını görebilseydi."

(syf 81)

"Diğer insanlara kolay gelen şeyler uğruna daima çaba harcamak zorunda kaldım. Başkalarının neredeyse hiç istemeden elde ettiği şeyleri ben daima elde etmek istedim. Gördüğümü ya da dokunduğumu iddia edemeyeceğim buzlu camdan bir paravan vardı daima hayat ile aramda."

(syf 82)

"Hep içeride yaşadım. Hayata hiç dokunmadım. Ne zaman bir eylemin izini sürmeye başlasam, onu düşlerimde tamamladım, kahramanca. Gerçek bir kılıç, bir kılıç hayalinden daha ağırdır. Büyük ordulara kumandanlık yaptım, büyük savaşlar kazandım, koca mağlubiyetlerin tadını çıkardım- tamamı zihnimdeydi."

(syf 90)

"Hayatımız konuşamayanın sessizliği ve anlaşılmayanın sessizliği arasında akıp gider."

(syf 91)



Anlamaktan Yoruldum - Fernando Pessoa

Zeplin Kitap



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni

Aşka Dair Nesirler - Ümit Yaşar Oğuzcan / 65 Alıntı

1. "Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim." (syf 5) 2.  "Bir yeşil elbisen vardı Bir siyah ayakkabın vardı Bir gözlerin vardı Bir dudakların vardı Bir sen vardın Ama ben yoktum o sokakta." (syf 12) 3. " Tut ki ben beyazpeynirim ben zeytinim Al Ekmeğine katık et beni." (syf 11) 4.  "Kapılara sığmıyor umutsuzluğum." (syf 14) 5.  "Tanyerinde unuttuk gözlerimizi." (syf 18) 6.  "Yaşamaksa sensiz mümkün değil." (syf 19) 7.  "Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım." (syf 19) 8.  "Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı." (syf 25) 9.  "Git diyorsun   Nereye gideyim  Ümitlerim ne olacak  Bunca şiirleri kim söyleyecek sana  Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini." (syf 33) 10.  "Sevebildiğim kadar insanım ben."

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş