1. “Her şeyin eskisi gibi olabileceğini düşünürüz hep. Ama bu doğru değildir. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Hiçbir şey. Kırışıklar hiçbir zaman düzleşmeyecektir. Ne duruş bozukluklarımız, ne görme, işitme duyularımızdaki zayıflıklar ne de eklemlerimizdeki hasarlar giderilebilir cinstendir. Bir bacak kırığı, her şeyi değiştirir; tıpkı her burkulma, her deneyim, her aşk ve her sitem gibi. Her şey ardında izini bırakır. Özellikle de hayat.”
(syf 26)
2. "Bu dünyadan göçmemle, düşlediğim, umut ya da arzu ettiklerim şöyle dursun, istediğim, uğruna çalışıp çabalayarak, ulaşmayı denediğim hiçbir şeyi elde edemediğimi açıkça anladım. Hiçbir şeyi. Hazır bulduklarımı ve karşı çıktıklarımı, hatta nefret ettiklerimi tekrarlamış, nihayetinde atalarımın oluşturduğu uzun zincirin bir halkası olmuştum."
(syf 9)
3. "Çünkü yaşayan herkesin bir geleceği vardır. Sadece ölüler gerçek anlamda hayatlarının bilançosunu çıkarabilir, çünkü artık yaşamaları gerekmiyordur. Yaşamak zorunda olan kişiyse, ne kadar saçma ve gerçeklikten uzak olsa da, günün birinde tecrübelerinden ders alacağına ve hayatındaki kimi şeyleri değiştireceğine inandırır kendini."
(syf 9)
4. “Her zamanki megalomanimizle kendimizi ve dünyayı yeni baştan keşfettiğimize inanır, ama aslında hep aynı kalıbı tekrarlarız. Yeni düşüncelerle düşündüğümüzü sanırız, ama bunlar hep düşünülmüş düşüncelerdir.”
(syf 11)
5. "Belki de acı, yaşadığımızı bize hissettiren bir dosttur."
(syf 17)
6. "Ruhu sevmeye alışık değiliz. Salt bedeni sevmek ister, başkalarının da bedenimizi sevmesini isteriz. Üstelik bütün eksiklerine karşın."
(syf 22)
7. "Asla kolay bırakan biri olmadım. Ne insanları, ne fikirleri ne de kendi korkularımı. En az maddi şeylere bağlandım."
(syf 9)
8. "Çaresiz bir şekilde hayatımızdan daha çok keyif almaya, daha mutlu olmaya çabalarız ama keyif ve mutluluk veren her şey ya pahalı ya da zararlıdır."
(syf 54)
9. "Yaşlanma süreci, büyük aşkımızı bulmuş olsak da olmasak da her durumda bir yalnızlaşma sürecidir. Günün birinde büyük aşk ölür ve yapayalnız kalırız."
(syf 57)
10. "Tüm bunların en korkunç yanıysa hakiki dünyanın tahmin ettiğimden de çirkin çıkmasıydı."
(syf 62)
11. "Yaşayanların hiçbiri, göğü ve yıldızlarıyla bu dünyanın ne kadar güzel olduğunun farkında değil. Üstelik bunun sebebi her şeyin bir şeyi anımsatması, onun da bir diğerini anımsatması ve bunun böyle devam etmesinden başka bir şey değil."
(syf 105)
12. "Anıların iyice eskimeleri, uzak bir köşede kalmaları gerekiyor can acıtmamaları için. Ve acıya dair anıların da güzel olması için."
(syf 105)
13. "İnsan tavandaki çatlağa bakarak koca bir ömür geçirebilir. Yine de onu anlayamayabilir."
(syf 109)
Metis Yayıncılık
Yorumlar
Yorum Gönder