1. "Çok büyük zorluklarla karşılaşsan da karamsarlığa kapılma, sonunda her şey iyiye dönecektir. Ayrıca işin başında hiç kimse tam istediğini yapamaz."
(syf 11)
2. "Keşke her şeyden uzak olabilseydim."
(syf 27)
3. "Yorgunsak eğer, bu daha önceden çok uzun bir yolu yürüdüğümüzden değil midir? Ve insanın yeryüzünde verilecek bir savaşı olduğu doğruysa, o bezginlik duygusu ve başın yanıp tutuşması, uzun süredir mücadele ettiğimizin bir göstergesi değil midir?"
(syf 27)
4. "Sevdiğimiz herkesin, her şeyin anısı olduğu gibi duruyor ve yaşamımızın akşamında yeniden uyanıyor.. Evet anılar ölmüş değil, yalnızca uykuda."
(syf 28)
5. "İnsan her şeyi açık seçik anımsayabilse ne iyi olur; ama işte uzun bir yolun görünümü gibi, uzaklaştıkça her şey küçülüyor, bir çeşit sise bürünüyor."
(syf 30)
6. "Gerçekten anlam taşıyan az söz söylemek, kuru gürültüden başka bir şey olmayan, kolay söylendiği kadar yararsız olan bir araba laf etmekten daha iyidir."
(syf 33)
7. "Sanat ne büyük zenginliklerle dolu; insan gördüklerini unutmadıkça hiçbir zaman verimli düşüncelerden uzak, gerçekten yalnız ya da tek başına kalamaz."
(syf 39)
8. "insan okumasını öğrenmek zorunda, tıpkı görmeyi, yaşamayı öğrenmek zorunda olduğu gibi..."
(syf 43)
9. Dostluğun, güçlü, ciddi sevgilerin olabileceği yerde bir boşluk buluyor insan içinde. Moral enerjisini kemiren bir düş kırıklığı duyuyor; sanki yazgı, sevecenlik içgüdülerine karşı bir barikat kurmuş. İçimde bir iğrenme seli yükselip beni boğacak gibi oluyor. Ve haykırıyorsun: “ Daha ne kadar sürecek bu Tanrım!
(syf 44)
10. "Tanrı'yı tanımanın en iyi yolu pek çok sevmektir. Bir dostu sev, karını sev, bir şeyi, canın ne istiyorsa onu sev.."
(syf 45)
11. "Duygu birliğinin yeniden doğduğu yerde yaşam yeniden başlar."
(syf 47)
12. "İnsan kimi kez korkunç umutsuzluğa kapılıyor, sanki cehennemdeymiş gibi hissediyor..."
(syf 51)
13. "Tonlar ve renkler ne büyük şeyler! Bunları hissetmeyi öğrenemeyen biri ise gerçek yaşamdan ne kadar uzakta!"
(syf 53)
14. İnsan istediklerini ilk ağızdan yapamıyor ki..."
(syf 53)
15. "Şiir öylesine derin, öylesine elle tutulmaz bir şey ki, sistematik bir biçimde tanımlanamaz."
(syf 54)
16. "Eğer içinde sonsuz, derin, gerçek bir şey yoksa yaşama da değer veremem."
(syf 58)
17. "Yaşamı yaşamaya değer kılan şeyler de var bu dünyada."
(syf 66)
18. "Sözcüklere gerek kalmadan beni anlayacaklarını sandım."
(syf 68)
19. "Doğa duygusu ve sevgisi, er ya da geç sanatla ilgilenen kişilerde karşılığını bulur."
(syf 78)
20. "Her şeyin son derece saçma-sapan ve sıkıcı olduğunu düşünüyorum."
(syf 79)
21. "Günümüzde her şey konusunda öylesine bir acelecilik, bir koşuşturma var ki, hiç hoşuma gitmiyor, birçok şeyin neşesi, sevinci kayboldu sanki."
(syf 93)
22. "İnsanın olgunlaşabilmesi için zorluklara, acılara katlanması gerek."
(syf 101)
23. "Bence yoksullarla ressamlar arasında ortak bir yan var: Hava değişimlerini, mevsim dönüşümlerini derinden duyumsama özelliği..."
(syf 103)
24. "Bazen yaşamın içinden nasıl çıkacağımı bilemiyorum."
(syf 105)
25. "Hepimizin melankoliye düştüğü, aşırı sıkıntılı, kaygılı anları var bence, ama daha az ama daha çok..."
(syf 106)
26. "Çoğu kişiler ailenin dış görünümünü iç yaşamından daha çok önemli sayıyor ve böyle yapmakla iyi davrandıklarını sanıyorlar. Toplum bunlarla dolu: gerçek bir yaşam sürdürmektense gösteriş peşinde koşanlar..."
(syf 110)
27. "Doğa da siyah ile beyaz nasıl kesinlikle birbirinden ayrı değilse, yaşamda da doğru ile yanlış kolayca seçilebilecek gibi uzak değil birbirinden."
(syf 112)
28. "Yaşam nasıl da acıklı. Bununla birlikte, insan melankoliye kaptırmamalı kendini, başka yerlerde avuntu aramalı, en iyisi çalışmalı, çalışmalı..."
(syf 121)
29. "Gene de, gözümün önünde güzel bir gelecek canlandırmaktan kendimi alamıyorum."
(syf 126)
30. "Bana güvenmeyenlerle karşılaştığımda, tek başıma kaldığımda, elimi kolumu bağlayan bir tür boşlukta hissediyorum kendimi."
(syf 127)
31. "İstediğim, yaptığım bir iş altı kez kötü çıkarsa ve ben cesaretimi yitirmeye başladığımda, 'şimdi yeniden, yedinci kez denemelisin' diyecek biri..."
(syf 127)
32. "Dış dünyaya karşı öyle çok cesaret, öyle çok enerji, öyle çok sükunet, göstermek zorundayız ki..."
(syf 130)
33. "ilkbahar, taze, körpe yeşil mısır yaprakları ve pembe elma çiçekleridir.
Güz, sarı yapraklarla menekşemsi tonların birbirine karşıtlığıdır.
Kış, beyaz kar üstüne çizilmiş siyah siluetlerdir."
(syf 133)
34. "Ama bir dünyada, bir toplumda yaşıyoruz ve insanlar ister istemez karşıt bölüklerde öbekleniyorlar. Bulutlar hangi şimşeğe, hangi yağmura yol açacaklarını seçebilirler mi? Artı elektrik mi taşıyorlar, eksi mi, haberleri var mı? Öte yandan, insanların birer bulut olmadıkları da bir gerçek. Kişi, birey olsa da, tüm insanlığın bir parçası... insanlık ise çeşitli partilere bölünmüş... Bir adamın şu ya da bu partiye ait olması ne dereceye değin kendi özgür iradesine, ne dereceye değin koşulların çizdiği yazgıya bağlı?"
(syf 136)
35. "İnsan doğayı unutmaya başlarsa sağlam bir temelden yoksun kalıyor ve ancak yüzeysel bir bakışı olabiliyor."
(syf 140)
36. "Eğer şimdi değersizsem ilerde de değersiz olacağım, ama ilerde değerli olacaksam, şimdi de değerliyim. Çünkü mısır mısırdır, her ne kadar kentliler ilk bakışta onu ot sansalar da.."
(syf 140)
37. "Gelecek her zaman insanın beklediğinden değişiktir, onun için hiçbir zaman emin olamazsın hiçbir şeyden."
(syf 144)
38. "Ve uygarlığın doğurduğu bezginlikten bunalmıştım."
(syf 144)
39. "Kendini öldürmeye kalkmış ama suyun çok soğuk olduğunu anımsayınca var gücüyle yeniden kıyıya dönmeye çalışan bir adam gibiyim."
(syf 230)
40. "Talihsizliğin de işe yarar yanları var."
(syf 233)
41. "Uzun vadede, olgunlaşan ve insanın yaptıklarını daha tastamam daha doğru yapmasına yol açan tek şey, biriken deneyimler ve gündelik, kusurlu çalışmalar."
(syf 239)
Theo'ya Mektuplar - Vincent Van Gogh
Yapı Kredi Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder