Ana içeriğe atla

Şiir/ Acılarla Sorularla - Metin Altıok


"İşte yine kapıldım 
O can sıkıntısına; 
İçimde bir tozlu 
Sarnıç boşluğu, 
Gitmekle kalmak 
Arasında kararsız 
Yürüdüm kederle 
Dağlara doğru. 

Yüzlerce soru 
Vardı aklımda, 
Kulaklarımda 
Bir garip uğultu 
Ölümü kullanamazdım; 
Bir yerlerde 
Bilmediğim birilerine 
Belki ayıp olurdu. 

Belki de hiç 
Ummadığım 
Sevgisi tarazlı biri; 
Koparıp bana ilişik 
Umudunu 
Bir kitabın arasında 
Yamyassı 
Kuruturdu. 

Bir gazetenin 
Ölüm ilanlarında 
Okuyup adımı, 
Öfkeye dönüştürürdü 
Sandık kokulu 
Hüznünü 
Ve ölümü inatla, 
Yok yere savunurdu. 

Ben bunca yıl 
Bunca insan tanıdım 
Yüreği zehir dolu; 
Yine de insanlardan 
Kesmedim umudu. 
İnsan dedim 
Yekindim; 
Paylaştım varı yoğu. 

Ben neden 
Dudaklarının arasında 
İğneler tutan 
Bir terzi suskunluğunu 
Prova ediyorum 
Şimdi bu yol boyu 
Kederle yürürken 
Dağlara doğru? 

Neden kedi seven 
Bir insan 
Olduğumu 
Biliyorum da 
Kedisiz ve sevgisiz 
Getiriyorum 
Yaşadığım günlerin 
Yaprak döken sonunu? 

Cevapsız sorunun 
Boynu büküktür, 
Hemen anlar 
Yetim olduğunu. 
Ben neden hala 
Duyuyorum avucumda 
Bir çocuk elinin 
Sızlayan boşluğunu? 

Hipodromda yatıp 
Kalkan bir adamın 
Ölü bulunduğunu 
Yazdı gazeteler 
Geçenlerde 
Haber olarak. 
Tokatlıymış 
Ya da Çorumlu. 

Bıraktığı nottan 
Öğrenilmiş 
Son isteğinin 
Ölürse terminale 
Götürülmek olduğu. 
Hipodromda yatıp 
Kalkan bir adam 
Kimin umuru! 

Acılarla sorularla 
Tiftikledim 
Bunca insanın 
Mutsuzluğunu. 
Düşündüm kendi sonumu. 
Hayrettir; 
İçim içime 
Nasıl da sığıyordu! 

Oysa ben kaç yıldır 
Kaç acı eskittim, 
Unuttum 
Kaç ölüm gördüğümü. 
Bir omzumun 
Alçaklığı ondandır; 
Taşıdım kaç kişinin 
Kanayan tabutunu. 

Yıllar önce 
Ölümü seçen sevgilim 
Bunca sevgisizlik içinde 
İyi biliyordu 
Yetmeyeceğini 
İki kişinin birbirine. 
Bu yüzden döşeğinde 
Ölümle buluştu. 

Gömdük onu geçiştirip 
Polis sorgusunu. 
Onunla birlikte 
Neleri gömdük; 
Bir akşam içkisinin 
Coşkusunu, 
Sevincimizi gömdük 
Kürek dolusu. 

Yüzlerce soru 
Vardı aklımda, 
Kulaklarımda 
Bir garip uğultu 
Ölümü kullanamazdım; 
Biryerlerde 
Birilerine 
Mutlaka ayıp olurdu. 

Dostlardan uzakta 
Bir bozgun akşamında 
Gerisingeri 
Dönerken kasabaya; 
Baktım gökyüzü 
Birden yıldızla doldu. 
Akşamın serinliği 
Alnıma vuruyordu."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni ...

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş...

Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka / 19 Alıntı

1. "Birçok şeyin başka türlü olmasını isterdim." (syf 101)   2.  "Adımı da yitirdim! Küçüle küçüle “Senin” kaldı yalnız." (syf 76) 3.  "Dün geceyi, yarıma kadar sana yazmakla, geri kalan zamanı da seni düşünmekle geçirdim." (syf 83) 4.  "Korkarak, titreyerek, tetikte, bütün tüylerim diken diken olmuş bir durumda okuyorum mektuplarını... Odamdaki ekmek kırıntılarını kapmaya gelen serçeye benziyorum." (syf 84) 5.  "Şu yeryüzünde bana yetecek kadar sabır var mı dersin, Milena?" (syf 87) 6.  "Milena, Milena, Milena... Adından başka şey yazamıyorum. Yazmalıyım ama! Bugün şaşkınım, yorgunum ve sensizim Milena." (syf 89) 7.  "Unutamayacağım bir doğa olayıydı yüzün istasyonda Milena: Bulutlardan değil, kendiliğinden gölgelenen bir güneştin sanki." (syf 90) 8.  "Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün zamanlarını sana ayırmak istiy...