"Baktım rüzgarsın sen Baktım çamaşır ipini zorluyorsun Hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim Baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun Ayağına terlik giy Bildiğimiz şeylerin taşında yalınayak geziyorsun Biz satranç oyuncusuyuz sevgilim Üzerimizde kara bir leke biz satranç oyuncusuyuz İnanmıyoruz ceketlere düğmelere İnanmıyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe İşte yitirdik bütün taşlarımızı darmadağınık oyun tahtası Bir tek şahımız duruyor sevgilim, o da evli, iki çocuk babası Kelimeler önümüze çıkıyor sevgilim Uykumuzu bölüyor buradan çocukluğumuza kadar Buradan çocukluğumuza kadar bir telaş İçi boş kuşları kovalıyoruz ve bir sebep arıyoruz Herkese küsmek için Hemen o cumartesi buluyoruz, hemen o pazar Yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar Bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan Ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim, biraz da kekik toplayalım Kıymetini bilmediğimiz şeyler var Yaşamak bir at gibi huysuzlanıyor kapımızda sevgilim Geçen günlere üzüldük tam
Yaşadığımızı anlamak için hayata da bir ayraç koyup nefes almak lazım bazen