"Kaç zamandır inatla bir sevdayı sürerim, Bilinmedik yüzünde balkıyan sis peçesi. Yolları ezberden ben hep ona giderim, İçimde düğüm düğüm bir bozlak cerbezesi. Sahi o bozlağı ben ilk nerde duymuştum? Ben ki çağ dışı bir uyumsuzluk delisi, Kendi ipimi belki kendim çekerim. Gölgeme dadanmış bir tuhaf güz kedisi, Her yere peşimden onu da sürüklerim. Sahi o kediyi ben ilk nerde görmüştüm? Durmadan garlara garajlara düşerim, Gayri bilmem ne olur size kalmış gerisi. Adıma arasıra törenle mum dikerim, Ölümüme gönülden bir merhaba yenisi. Sahi o ölümü ben ilk nerde ölmüştüm?"
Yaşadığımızı anlamak için hayata da bir ayraç koyup nefes almak lazım bazen