1. "Hayat, derbederlik ve tembellik için çok uzun; fakat hırsla, yağma ve haydutluk yapmaya değmeyecek kadar kısadır. Hayat duygularla çalışılacak ve resmedilecek bir kompozisyon, aynı zamanda mantıklı yazılacak bir rapor gibidir."
(syf 7)
2. "İnsan, öncelikle ömrünün hangi döneminde ne yapması gerektiğini çok iyi bilmelidir."
(syf 16)
3. "Türkiye'de yaşayan insanlar; bazı konularda, özellikle de eğitimde, maalesef yanlış tercihler yapıyor. Açıkça söyleyeyim, yanlış imajlara kapılıp gidiyorsunuz. Gereği yok, sonrası pişmanlık..."
(syf 22)
4. "Tavsiyeleri işe değil, kişiye bakan insanlardan almalısınız. Bu tipte insanlar sizin kim olduğunuza, nasıl bir birikimle geldiğinize, neye ihtiyaç duyduğunuza bakar. Yoksa ezbere tavsiye vermek çok kolaydır."
(syf 30)
5. "Hayatta en önemli şeylerden biri de insanın kendisi için en doğru kararı alabilmesidir."
(syf 32)
6. "Dilinizi, intibaınızı, tecrübe ve görgünüzü geliştiren; dünyaya bakışınızı değiştiren insanlar önemlidir."
(syf 33)
7. "İlla aynı hayat görüşünü paylaştığınız insanlarla dost olacaksınız diye bir kural yoktur. Ben her dostumun hayat görüşünü paylaşmam ama görüşlerinden faydalanırım. Dostlarım Yaşar ve Tilda Kemal'in hayat görüşünü de yüzde yüz kabul ediyor değildim. Böyle insanları bulmak zordur. Bulunca eğitim görmüş olursunuz."
(syf 41)
8. "Sevgiyle büyüyen her insan iyi bir insan olur."
(syf 48)
9. "Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kaçının, monotonluktan uzaklaşın. Yüzünüz ifadesiz kalmasın."
(syf 49)
10. "Evvela bir insanın okula gittiğinde iyi tahsil göreceğini, iyi yetişeceğini düşünüyorsunuz. Yetişmiyor; çünkü gittiği okul, iyi bir eğitim vermiyor. Disiplin yok, o disiplinin getirdiği sıkıntı yok; dolayısıyla o sıkıntıyı aşmak için vereceği mücadele, yol-yöntem arama yok. Bu yavaş yavaş tüm hayata yayılıyor. Eh, yüzüne de yansıyor insanın, haline tavrına da yansıyor."
(syf 50)
11. "Entelektüel, üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir. Örneğin mesleği kimyacılıktır ama coğrafya veya tarihle de uğraşır, resim yapar. Bu iş öteden beri böyledir."
(syf 51)
12. "Kendinizi geliştirmek, yetiştirmek istiyorsanız, işinizle gücünüzle ilgili olmayan konularla da ilgileneceksiniz. Mühendis de olsanız örneğin, coğrafyayla tarihle uğraşacaksınız, müzikten anlayacaksınız, dans edeceksiniz. Milletin halini dert edineceksiniz."
(syf 52)
13. "Bizde asıl dert, aydın etiketlilerin yarım ve çeyrek bilgili olmasıdır."
(syf 52)
14. "Artık büyük dehaların değil; becerikli tatbikatçıların, geliştirmecilerin devrindeyiz. Bugün kullandığımız bütün icatlar, eski prensiplerin uygulamasından ibaret..."
(syf 53)
15. "Türklerin önde gelen birçok önderi ve aydını asker saflarından çıkmıştır. Bu, bir Rönesans entelektüeli olan Fatih Sultan Mehmet Han'dan beri böyledir. Atatürk de bir entelektüeldir; en başta aldığı kurmay eğitimi buna göredir."
(syf 53)
16. "Cephede bile kitap okumuştur. Çünkü Atatürk gerçek bir kitap tutkunudur. "Büyük Adam" vasfının en önemli yapıtaşlarından biri işte bu özelliğidir."
(syf 56)
17. "Bilgi yetmez, merak da gerekir."
(syf 56)
18. "İnsan ancak önündeki modele bakarak kendini belirleyebilir. O model, başka dünyalar kurabilen biriyse sen de o dünyaya adım atabilirsin."
(syf 60)
19. "Nostaljinin fazlası akla zarardır."
(syf 63)
20. "Okuyup yazarak çalışanlara, sabahları çalışmalarını, bilhassa da notlar alarak çalışmalarını katiyetle öneririm. Sabahların özel havasından yararlanmak gerekir."
(syf 73)
21. "İyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Bu temel şarttır, yalnız kalmayı bilmek gerekir. Yalnız kalmayı bilmeyen milletlerden fazla bir şey çıkmaz. Mesela iyi bir düşünür çıkmaz."
(syf 74)
22. "Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır."
(syf 83)
23. "Sokaklarında yürümeden, çarşısına karışmadan bir şehri anlamak mümkün değildir."
(syf 95)
24. "Araplar miraslarını iyi koruyorlar. Ürdün ve Suriye'de, hatta Lübnan'da, şehirlerine iyi bakıyorlar. Bizde yaşadığımız şehir göz göre göre batarken, sağa sola peşkeş çekilirken, kimsenin sesi çıkmıyor."
(syf 100)
25. "Arsız ve tahripkar zihniyet her yerde vardır. İş ki diren ve önle..."
(syf 101)
26. "Zavallı Türkçe! Ne güzelsin ve ne kadar şuursuz, cahil, cüretkar evlatların var; seni berbat ediyorlar."
(syf 89)
27. "İnsanlar ülkelerin ruhunu korumayı beceremiyor."
(syf 130)
28. "Bir şehir, kasaba kütüphanesinde birinci sınıf bir kütüphaneci varsa güzeldir."
(syf 131)
29. "Eğitimin iyisi müzikle, matematik ve filolojiyle, bir de sporla olur. Bunu sağlayamadığınız sürece, istediğiniz kadar okul açın; netice değişmez."
(syf 137)
30. "Bizde model hep öğretmenlerdir. Anlattıklarıyla bir dünya kurarlar. Öğretmen iyiyse, toplumunu kurtarır. Ama işte model olan bu öğretmen artık ortadan kalktı. Anlattıklarıyla da kalktı."
(syf 149)
31. "Dünyanın her yanında ders kitapları sıkıcı olabilir, ama üslup bakımından bizimkisi kadar fakir olanı çok azdır."
(syf 154)
32. "Bir şehrin nasıl bir yer olduğunu öğrenmek için, küçük insanın nelerle mutlu olduğuna bakın. Onlar şehirden istifade edebiliyorsa, orası iyi bir şehirdir. Burjuvazi yolunu her yerde bulur ama küçük insan bulamaz."
(syf 156)
33. "Elit (seçkin) olmaktan, elitist bir eğitim aramaktan, talep etmekten korkmayın. Elitlerimizi iyi değerlendirememekten korkun. Çünkü böyle bir toplum gerilemeye mahkumdur."
(syf 159)
34. "Hele telefonda birçok insanın ne dediği hiç anlaşılmıyor. Türkçelerini anlamak mümkün değil. Ne kadar hazin! Ne yapsınlar, neticede televizyona dayadıkları Türkçe de bu. Bence RTÜK, ahlaki denetimle, siyasetle uğraşacağına biraz da bunlara bir baksın; Türkçeyi yanlış kullanana ceza versin."
(syf 168)
35. "Kabiliyetleri tespit eden, çocukları ona göre yetiştiren bir sistem kurmamız gerekiyor. Hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayacak lükse sahip değildir."
(syf 171)
36. "Ezber ve tekrar eğitimin temelidir. Lisan da matematik de coğrafya da ezberleyerek öğrenilir. Gençlere tavsiyem, bunlara kanıp ezberi bırakmamalarıdır."
(syf 175)
37. "Bazı filmler insanların üzerinde derin tesirler bırakır. Benim için bir gece yarısı Fellini'nin Roma'sı öyleydi. Filmden çıktığımda istikametimi çizmiştim, Roma'ya gidecektim."
(syf 187)
38. "Herkesi dönemiyle tanımanız gerekir. Sanatçıların, devlet adamlarının yaşadıkları dönemi bilirseniz, çağının bir insanı nasıl şekillendirdiğini de görürsünüz. Bu sayede, verilen eserleri, yapılan işleri de daha iyi anlarsınız."
(syf 199)
39. "Hiç değilse bir enstrüman çalmayı bilmek, çocukların da öğrenmesini sağlamak gerekir. Önemli olan onu çok iyi çalmak değildir. Bu süreçte müziği dinlemeyi de öğreniyorsun. Bu, hayatınız boyunca sizinle gidecek bir bilgidir."
(syf 206)
40. "Türkçeyi sevdirmeleri açısından eskilerden üç ismi özellikle öneririm. Ahmet Rasim, Reşat Nuri Güntekin ve Hüseyin Rahmi Gürpınar. Bunlara bir de Halide Edip Adıvar'ı katalım."
(syf 218)
41. "Açıkçası çocukluğumdan beri bildiğim İstanbul'un böylesine değişmesi keyfimi kaçırıyor."
(syf 238)
42. "Çok övündüğümüz Mimar Sinan'ı iyi anlamamız lazım. Özellikle de şehirciliğini kavramalıyız. Çünkü Sinan sadece bir mimar değil, şehircidir de. Çevreyle bağını kuran nadir mimarlardandır, çevreye saygılıdır."
(syf 244)
43. "Spor yapılamayan, yürünemeyen; parkların, yeşilin kıt olduğu bir yerde yaşıyorsan hoş bir şehirde değilsin demektir."
(syf 255)
44. En kötüsü de ne biliyor musun? Yenileri yapılacak diye iyi, eski yapıların yıkılması. Bunun sonucu da niteliksizlikte aynılaşmadır."
(syf 259)
Bir Ömür Nasıl Yaşanır? - İlber Ortaylı
Kronik Kitap
Yorumlar
Yorum Gönder