1. "Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma!"
(syf 263)
2. ''Güzelliğe lanet olsun, dedim, çünkü güzellik kalpsizdir ve insanın acısıyla ilgilenmez.''
(syf 12)
3. "Hayatın kendisi işsiz; lanet olsun, kendisi!"
(syf 16)
4. "Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır."
(syf 17)
5. "İnsanın ruhu sırf çamurdur; işlenmiş, hâlâ kabakıyım doğranmış becerilere sahip yontulmamış bir çamurdur ve temiz, sağlam olan hiçbirşeyi farkedemez; eğer yapabilseydi bunu; bu ayrılış ne kadar başka olurdu!"
(syf 20)
6. "Sabahleyin," dedi, "ağzımı açıp konuşmakta güçlük çekerim."
(syf 35)
7. "Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman: Ayıptır çocuklar, ısırmayın! demek kolaydır. Ama otuz dişin olunca.. Insan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer.."
(syf 36)
8. "Bu dünyada her şeyin gizli bir anlamı var," diye düşündüm. Her şey, insanlar, hayvanlar, ağaçlar ve yıldızlar hiyerogliftir. Onları heceleyip ne dediklerini anlayacak kişiye ne mutlu! Onlara baktığın anda bir şey anlamazsın; onların gerçek insan, hayvan, ağaç, yıldız olduklarını sanırsın; ancak çok ileride, yıllarca sonra anlayacaksın!...
(syf 64)
9. "Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız."
(syf 86)
10. Konfüçyüs der ki: "Pek çokları mutluluğu, insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha da alçakta; ama mutluluk insanın boyu hizasındadır."
(syf 113)
11. "Günler kısaldıkça aydınlık çabuk çekiliyor ve her ikindi vakti insanın kalbine bir sıkıntı çöküyordu."
(syf 128)
12. “Herkes kendi yolunu izler. İnsan bir ağaç gibidir, neden kiraz vermiyor diye incir ağacını hiç azarladığın oldu mu?"
(syf 140)
13. "Hayatım boyunca sormuş olduğum bütün sorular, yanıtsız kalmakla bitmiyor, durmadan birbirine dolanıp vahşileşiyorlardı. En büyük umutlarım bile eşelenip uslandı."
(syf 146)
14. "Ah, diyordum, elimde olsa da, şu yeni yıl içinde, hayatımı böyle isterik sabırsızlıklar olmadan ayarlayabilsem!"
(syf 148)
15. "Sanat, gerçekte, bir büyü oyunudur. İçimizde pusuya yatmış karanlık güçler oturmaktadır; öldürmek, yıkmak, öçalmak, saldırmak için her zalimce davranışımızda, sanat tatlı flütüyle gelip bizi kurtarıyor."
(syf 162)
16. "Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır."
(syf 175)
17. "Ben, her insanın ayrı bir kokusu olduğuna inanırım: Biz bunu anlamıyoruz, çünkü kokular birbirine karışıyor, hangisinin senin, hangisinin benim olduğunu bilemiyoruz; yalnız havanın pis bir koku yaydığını anlıyor; buna da insanlık diyoruz."
(syf 175)
18. "Senin anlayacağın, insan işine gelmeyeni unutur."
(syf 208)
19. "Bir lup koyup güneş ışınlarının yalnız bir nokta üzerinde toplandığını hiç gördün mü Zorba? Bu nokta, biraz sonra ateş alır; neden? Çünkü güneşin dağınık ışınları bir noktada toplanmıştır. İnsan aklı da tıpkı böyledir; aklını yalnız bir tek şeye verirsen mucizeler yaratırsın!"
(syf 213)
20. "Hayatımda bana en çok iyiliği dokunan şeyler, gezilerle düşler olmuştur."
(syf 9)
21. "Sana söylüyorum patron, bu dünyada bütün olanlar haksız, haksız, haksız!"
(syf 280)
22. "Her acı, yüreğimi ikiye böler patron, dedi. Ama o kırk yaralı yürek hemen kaynar ve yara görünmez; kaynamış yaralarla doluyum ben; onun için dayanıyorum.’’
(syf 306)
23. "Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni."
(syf 307)
24. "Hiçbir zaman insan yüreğini yaralama."
(syf 313)
25. "Ona bakıyor ve bu hayatın gerçekten ne şaşırtıcı bir sır olduğunu, insanların, fırtına tarafından kovalanan sonbahar yaprakları gibi nasıl birleşip ayrıldıklarını ve insanın bakışlarıyla sevdiği kimsenin yüzünü, vücudunu ve el hareketlerini boşuna yakalamaya çalıştığını, birkaç yıl sonra da gözlerinin mavi mi, yoksa siyah mı olduklarını hatırlamayacağını düşünüyordum."
(syf 335)
26. "Kusura bakma, patron, ben köylüyüm; çamurların ayaklara yapıştığı gibi, sözler de benim dişlerime yapışıyor; sözleri eğirip incelik haline sokamıyorum; yapamıyorum, ama sen anlarsın."
(syf 336)
27. "Anlıyorsun! Anlıyorsun ya, seni bu yiyecek! Anlamasaydın, mutlu olurdun!"
(syf 337)
28. "Ay iyidir, karlı ağaçlar iyidir, dünyadaki hayat iyidir ama, beni de unutma!.."
(syf 343)
29. "Acı beni boğmasın diye şarkılar da uydurmaktaydım; ama şarkılar sefildi, soluk almam için acımı asla dindirmediler."
(syf 343)
Nikos Kazancakis - Zorba
Can Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder