1. "Bizler. çevremizi saran her şeyin olağanüstü olduğunun ender olarak farkına varıyoruz. Mucizeler hemen çevremizde gerçekleşiyor. Tanrı’nın işaretleri bize yol gösteriyor, melekler bize seslerini duyurmaya çalışıyor – ne var ki bize, Tanrı’ya ulaşmanın belirli formülleri ve kuralları olduğu öğretildiğinden, bütün bunlara hiç dikkat etmiyoruz. O nun her yerde bizimle birlikte olduğunu anlamıyoruz."
Ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır"
(syf 13)
2. "Her şeye karar veren kendi yüreğimizdir, onun karar verdiği şeyse, artık bizim yasamızdır."
(syf 14)
3. "Efsaneye göre, bu ırmağın sularına düşen her şey, yapraklar, böcekler, kuş tüyleri, bunların hepsi ırmağın yatağında taşa dönüşürmüş. Ah! Yüreğimi bağrımdan söküp, akıp giden sulara atabilmek için neler vermezdim… Hiç acım kalmazdı o zaman, hiç pişmanlık kalmazdı içimde, anılarım olmazdı hiç."
(syf 19)
4. “Yalnızca içinde bulunduğun ânı yaşamaya çalış. Eskiyi anımsamak, bizden daha yaşlılara özgüdür.”
(syf 20)
5. "Aşk belki de vaktinden önce yaşlandırıyor bizi; sonra, gençlik uçup gittiğinde yeniden gençleşmemizi sağlıyor."
(syf 22)
6. "İnsan tehlikeye atılmayı bilmeli,diyordu.Yaşamın mucizesini ancak,beklemediğimiz şeyler olup bittiğinde gerçekten anlıyoruz."
(syf 27)
7. "Tanrı, güneşi her gün yeniden doğdurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize.Oysa biz her gün, böyle bir zamanın bize bağışlandığını görmezden geliyoruz, bugünün düne benzediği gibi, yarına da benzeyeceğini düşünüyormuş gibi davranıyoruz.Ama dikkatini yaşamakta olduğu güne veren kişi , o büyülü anın varlığını keşfediyor."
(syf 27)
8. "Acı çekeceğiz, zor zamanlar yaşayacağız, ne var ki bunlar geçici, iz bırakmayan dönemler olacaktır.Ve daha sonra geriye dönüp gururla ve inançla bakacağız."
(syf 27)
9. "Gözlerinin ta içine bakıldığında kimse yalan söyleyemez, kimse karşısındakinden bir şey saklayamaz."
(syf 43)
10. "Kimi zaman, üstesinden gelemediğimiz bir hüzne gömüldüğümüz izlenimine kaptırırız kendimizi. Yaşadığımız günün büyülü anının geçip gittiğinin, buna karşın hiçbir şey yaşamadığımızın farkına varırız. Oysa yaşam, büyüsünü ve güzelliğini kendi içinde gizlemektedir."
(syf 46)
11. "İçimizde yaşamayı sürdüren çocuğa kulak vermeliyiz. O çocuk, büyülü anın hangi an olduğunu bilir. Onun gözyaşlarını kolayca bastırabiliriz, ama sesini boğamayız."
(syf 46)
12. "Yeniden doğmayı bilmezsek, yaşama, çocuk gözlerimizin saflığıyla ve heyecanıyla yeniden bakmayı başaramazsak, yaşamımızın bir anlamı kalmaz."
(syf 46)
13. "Seven insan, önce kendinden geçmeyi, sonra kendini bulmayı özler."
(syf 53)
14. "Yüreğine söz dinletebilen kişi, dünyayı fethedebilir."
(syf 53)
15. "Aşık olmak, denetimi elinden kaçırmak demektir."
(syf 55)
16. “Aşk tuzaklarla doludur; kendini göstermek istediğinde, bize yalnızca ışığıyla belirir ve bu ışığın içindeki gölgeleri gözümüzden saklar.”
(syf 59)
17. "Kimi insanların başkalarıyla arası bozuktur, kendileriyle arası bozuktur, yaşamla arası bozuktur. Bu kişiler tiyatro oynar ve oynadıkları oyunun metnini, yoksun bırakıldıkları şeye göre yazar"
(syf 64)
18. "İnsanların, yaşamları boyunca -yaşlandıklarında açlıktan ölmek istemiyorlarsa- nasıl para kazanmaları gerektiğini düşünmek zorunda olduklarına inanır. Ne kadar çok düşünürlerse, o kadar çok plan yaparlar; yaşayan birer varlık birer varlık olduklarını da, vadeleri dolmak üzereyken anlarlar ancak. O zaman da artık iş işten geçmiştir.”
(syf 64)
19. “İnsanın, düşlerini gerçekleştirmek adına verdiği savaşımda bazı başarısızlıklara uğraması, ne uğruna savaştığını bilmeden yenilgiye uğramaktan daha iyidir.”
(syf 64)
20. "Sevmek tehlikelidir.
Biliyorum bunu. Daha önce birini sevdim. Sevmek, uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliği sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun.Ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır"
(syf 78)
21. "Seveceğimiz kişi, yanımızda tutabileceğimiz kişi olmalı."
(syf 78)
22. "O anda orada, yüreğimi huzursuz kılmayan bir erkekle, o ânı, ertesi gün kendisini yitireceğimden korkmadan yaşayabileceğim bir erkekle beraber olmak isterdim. Böylece zaman daha yavaş akıp giderdi, yan yana suskun kalabilirdik, çünkü önümüzde, o ânı yeniden konuşabilmek için tüm bir yaşam olurdu. Ciddi şeylerden kaygı duyamam, zor seçimler karşısında kararlar almam, katı sözler etmem gerekmezdi."
(syf 79)
23. "Aşktan söz etmek gereksizdi, çünkü aşkın kendi dili vardır ve kendiliğinden konuşur."
(syf 95)
24. "Aşk her zaman yenidir. Yaşamımızda bir kez, iki kez, on kez sevmiş olmamızın önemi yok – kendimizi her zaman bir bilinmezle karşı karşıya buluruz. Aşk bizi cennete de, cehenneme de götürebilir, ama her zaman bir yere götürür. Onu kabullenmemiz gerekir, çünkü varlığımızı besleyen odur. Ondan kaçarsak, gözümüzün önünde meyve dolu dallarıyla duran o ağaca baka baka, elimizi uzatıp istediğimiz meyveyi koparmaya cesaret edemeden açlıktan ölürüz. Nerede olursa olsun, aşkı arayıp bulmamız gerekir, bu bize saatlerce, günlerce, haftalarca süren düş kırıklıklarına, üzüntülere mal olsa da. Çünkü biz aşkın peşine düştüğümüz anda, o da bizi karşılamaya çıkacaktır.
Ve bizi kurtaracaktır."(syf 96)
25. "Bazı mekânlar böyledir – savaşlar, yıkım dönemleri, ilgisizlik yüzünden harap olsalar da kutsal yer olmayı sürdürürler."
(syf 104)
26. "O evde kendimi seninle birlikte düşlüyor, öyle bir evde oturduğumuzu, birlikte plak dinlediğimizi, şöminede ateş yanarken karlı dağlara baktığımızı düşünüyordum."
(syf 117)
27. "Tanrı'nın yaşamımda çok önemli bir yeri olduğunu, onun çağrısına uymazsam mutlu olamayacağımı keşfettim."
(syf 115)
28. “Olmayı düşlediğiniz yerde tüm benliğinizle olmanız gerekiyor. Bölünmüş bir krallık, düşmanların saldırısına karşı koyamaz. Kafasının içi bölünmüş bir insan, yaşamın yükünü gerektiği gibi kaldıramaz."
(syf 118)
29. "Onu bekleyecektim ya da unutacaktım. Beklemek insana acı verir. Unutmak acı verir. Ama ne karar vereceğini bilememek, acıların en büyüğüdür."
(syf 121)
30. "Kim bilir, belki de dağların korkunç bir yazgısı vardır. Hep aynı doğayı izlemek zorundadırlar."
(syf 169)
31. "Eski anılar, yeni anılardan daha canlıymış gibi geliyor insana."
(syf 187)
32. “Başkalarının yaşamını hiçbir zaman yargılayamayız; çünkü insan çektiği acıyı, nelerden vazgeçtiğini yalnız kendisi bilir.”
(syf 197)
33. "Aşk kalıcıdır, değişen yalnızca insanlardır."
(syf 211)
34. “Git eşyalarını topla, düşler boş oturtmaz insanı.”
(syf 216)
Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım - Paulo Coelho / 34 Alıntı
Can Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder