(syf 88)
2. "Benden geçti"cilik hayata karşı miyopik bir bakış açısı. "Geç" ve "erken" gibi kavramların, kişiyi öğrenilmiş çaresizliğe sürükleyen yanılsamalar olduğunu düşünüyorum. Sadece artık nefes alma işlevini yitirdiysen bir şeyler için geçtir.
(syf 80)
3. "Mutluluk sürsün, motivasyon gelsin, her şey her daim mükemmel olsun istiyoruz. Sürmeyince, gelmeyince, olmayınca da derde kedere boğuluyoruz."
(syf 72)
4. "İnsan da çanta gibi, ancak içi dolu olduğu zaman dik durabiliyor. İçi boş olan ne kadar güzel ve şaşaalı olursa olsun büzüşüyor, eğiliyor, bükülüyor, ayakta kalamıyor. "
(syf 64)
5. "Bazı insanlar içinin boşluğunu dışının süsüyle kapatmaya çalışıyor. Dış dünyaya zengin görünme çabası, içsel zenginleşmeyi baltalıyor."
(syf 64)
6. "Alışveriş sepetleri gereksiz eşyalarla derinleştikçe, insanların iç dünyası sığlaşıyor gibi hissediyorum. Bazı insanların çantalarının içi, kendi içlerinden daha dolu."
(syf 64)
7. "Insanın daha fazlaya değil daha aza sahip olmayı seçmesinin gerçek medeniyet ve zenginlik olduğunu düşünürüm."
(syf 63)
8. "Ezbere yaşıyoruz. İnsan bir dursa kim bilir neleri görecek. Bir düşünse neleri anlayacak. Bildiğini, gördüğünü sandığı ne çok şeyi aslında ilk defa gerçekten fark edecek.
Ne insanlar göklerden yerlere inecek, ne insanlar yerlerden göklere çıkacak, kim bilir."(syf 59)
9. "Önyargı korkudan beslenir, korku da tanışmamaktan."
(syf 59)
10. Seyahat, önyargının panzehridir. Ütopik dünya barışı fikrine bizi en çok yaklaştıracak şeylerden biri gezmek olabilir. "Kötülükten korunmanın tek yolu yolculuk yapmaktır,” diyordu Olga Tokarczuk kitabında. Önyargıdan korunmanın tek yolu da bu.
(syf 54)
11. "İnsan ruhu hazır kalıp yargılara sığmayacak kadar zengin, akışkan ve çeşitliydi."
(syf 52)
12. "Seçilmiş yalnızlığın keyfini kalabalıklara tercih ediyorum. Yalnızken sıkılmamak büyük lüks."
(syf 49)
13. "Gördüğüm güzellikleri paylaşmaktan zevk alıyorum; ufkumu açan güzel bir söz, bakış açımı değiştiren sağlam bir kitap, gözlerime ziyafet çeken görkemli bir yapı ya da ruhumu iyileştiren güzeller güzeli minik bir papatya.... Hepsi paylaşılmaya değer."
(syf 47)
14. "Samimi tutku zamana dayanıklıdır, parayla erimez, üzerine atılan taşlarla devrilmez. Devrilse de doğrulur, tozunu silkeler ve yola devam eder."
(syf 45)
15. "Çok istemek ile tembellik yan yana durmaz. Çok istemenin içinde eylem vardır. Çok özlemenin ve çok sevmenin içinde olduğu gibi. "Özledim" deyip bir kez bile aramayana, sevdiğini söyleyip vakit ayırmayana inanmadığımız gibi bir şeyi yapmayı çok istediğini söyleyip tek adım atmayanı da ciddiye almayız."
(syf 44)
16. "Herkesin içindeki potansiyeli görebildiğimiz bir dünya, iyiye ve güzele dönük bir dünya olacak. Farklılıklarımızı hor görmeden onlardan faydalanabildiğimiz oranda güçlüyüz."
(syf 41)
17. "Birkaç yakın arkadaş, bire bir sohbetler, yakın ailem, kitaplar, yazı yazmak için sessiz bir mekân, doğada zaman geçirmek, sakin ortamlar, ağaçlar, bulutlar, göller, çiçekler... Beni iyi hissettirenler kendimi bildim bileli bunlar oldu."
(syf 38)
18. "Dışadönüklerin ödüllendirildiği rekabetçi bir dünyada içedönük olmak bir zayıflık gibi görülebiliyor. Düzeltilmesi gereken bir bozukluk gibi algılanıyor. Oysa içedönüklük iyi ya da kötü bir şey değil, bir varoluş hali."
(syf 38)
19. "Bazı annelerin benim annem gibi olmadığını da o gün anladım."
(syf 31)
20. "Hayat ne kadar anlamsız ve boş olursa olsun, ne kadar ölü görünürse görünsün, inancı, enerjisi, sıcaklığı olan, bir şey bilen insan, bu şekilde aldanmaya razı olmaz. Adımını atar ve bir şeyler yapar."
(syf 25)
21. "Hayatta değiştirebileceğimiz halde değiştirmediğimiz her şey seçimimizdir."
(syf 29)
22. "Risk almadan durgun bir gölden ne farkım kalır? Önemli olan hatalara rağmen akmaya devam etmek değil mi?"
(syf 23)
23. "Konuşmak doğal eğilimim değil. Mizacım yazmaya daha uygun, bu nedenle en çok yazarken mutluyum."
(syf 17)
24. "Yazdığım beni heyecanlandırmıyorsa, başkası üzerinde etki yaratması çok olası değil."
(syf 12)
25. "İnfazdan önce insaf lazım."
(syf 136)
26. "Dünyada bugün en eksik şeylerden biri anlam. Neden eksik? Çünkü ruh eksik. Ruh neden eksik? Çünkü derinleşme eksik. Derinleşme neden eksik? Çünkü ilişki eksik, zaman eksik, sabir eksik, birlik bütünlük eksik, sanat eksik, kitap okumak eksik."
(syf 110)
27. Amerikalı yazar James Baldwin, "Dünyada acı çeken, kalbi kırılan bir siz varsınız diye düşünürken okuduğunuz bir kitapla her şey değişir diyor. "Kitaplar bana, bana en çok acı çektiren şeylerin, yaşayan ya da geçmişte yaşamış tüm insanlar için de geçerli olduğunu öğretti."
(syf 10)
28. "Büyüdükçe anladım ki, insanların çoğu için sohbet içeriğinin doluluğu değil, sohbetin varlığı önemliydi. Sohbet ortamı, yalnız olmadıklarının kanıtıydı.
(syf 109)
29. "Büyükler içeride sohbet ederken ben bir odada yalnız başıma kitap okurdum. İnsanlar beni hiç ilgilendirmeyen şeylerden konuşuyordu. Kendilerini de neden ilgilendirdiğini anlamadığım dedikodular, tartışmalar yapıyorlardı."
(syf 109)
30. "Teşekkür ederim" insanların yüzünü en çok aydınlatan cümlelerden biri olsa gerek. Bu kadar basit bir cümlenin bu kadar mucizevi bir etki yaratmasına hep hayret ederim. İnsanları mutlu etmek bu kadar kolayken bunu neden çok az insanın yaptığınaysa daha çok hayret ederim.
(syf 103)
31. "Sevgi şefkatli ten temasından doğuyorsa, saygı da araya mesafe koyabilmekle ilişkilidir. Sevgi birleşmekse, saygı ayrışabilmektir.
Aşk ilişkisinde de sevgi temastan, arzu boşluktan beslenir. Birleşmek birbirinin içinde kendini kaybetmekse, ayrışmak mesafe koyarak kendini yeniden bulmaktır."(syf 95)
32. "Hepimiz anlaşılamamaktan yakınırız ama anlaşılmak daha büyük felaket. Anlaşıldıktan sonra hiç kimsenin umurunda olmadığını, kimsenin istifini bozmadığını görmek daha büyük yıkım olur çünkü."
(syf 93)
33. "Sevgisiz fanatikler farklı kılıklarda her yerde. Kiminin elinde tüfek, kiminin elinde klavye."
(syf 144)
Alfa Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder