Ana içeriğe atla

Güneşi Uyandıralım - José Mauro de Vasconcelos / 25 Alıntı

 


Akrabalık sadece kan bağlarıyla değil, yürek ve akıl bağlarıyla da kurulur.

 1. "Arzum gitmek, hiçbir şey düşünmeden gitmek, sözler vermeden gitmekti. Hayat hiç durmadan peş peşe dizilen trenlerden, yollardan, gemilerden ibaretmiş gibi. Derdimi nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Hep daha uzağa gitme arzusu. Ama asla geri dönülmeyecek kadar uzağa. Hep ilerlemek."

(syf 249)

2. “Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil.” 

(syf 98)

3. “Senin güneşin hüzünlü Zezé. Yağmur yerine gözyaşlarıyla kuşatılmış bir güneş. Sahip olduğu gücü, yeteneklerini henüz kavrayamamış bir güneş. Senin bütün anlarını henüz güzelleştirememiş bir güneş. Küçük, biraz mızmız bir güneş.”

(syf 71)

4. "Daha da büyük, başka bir güneşten bahsediyorum. Her birimizin yüreğinde doğan güneşten. Umutlarımızin güneşinden. Düşlerimiz uyansın diye göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."

(syf 71)

5. “Unut Zezé, bir faydası yok. Yavaş yavaş unutacak, unutacaksın, ileride hatırladığında her şey o kadar uzak gelecek ki acı duymayacaksın."

(syf 33)

6. "Bir keresinde göğsümde yaşayan bir kuşum olmuştu, dünyanın en güzel türkülerini söylerdi benimle."

"Şimdi nerede?" “Uçtu gitti."

(syf 17)

7. "Bazen hüzünlü gökte
Parlayan aya bakarım Ve ay, usulca, Şefkatle der ki bana, Elbet bir gün kavuşacaksınız."

(syf 246)

8. “İnsan affedince her şeyi unutur. Ama sadece unutursa çoğu zaman sonradan o şeyler tekrar su yüzüne çıkar.”

(syf 125)

9. "Büyüklerin ikide bir saate bakma saplantısı inanılır gibi değil. Hele her şey bu kadar güzelken."

(syf 89)

10. "Sen başkaları için, dış dünyaya ait bir müzik yapıyorsun. Bunun bir yere varacağı yok. Müzik, ruhunun derinlerinden gelmeli. Başkaları için, buz gibi bir müzik yapmak yerine, sen yüzmelisin müziğin içinde."

(syf 71)

11. "Yıldızlarla dolu bir gece isterdin, Adam. Ayın nehirdeki yansımasında uyumak. Benim gecemde bunların hiçbiri yok, değil mi? Varsa yoksa genzi yakan, saçları kirleten bu sis."

(syf 273)

12. "Güzel hayaller kurmak neden bu kadar iyi geliyordu insana?"

(syf 264)

13. "Doğrusu şu ki, hayat zalim. İstese bazı anları bize hiç yaşatmayabilir."

(syf 262)

14. "Geceleri yıldızlara bak, özlem dolu mesajlarımı taşıyacaklar sana."

(syf 237)

15. "Hafifçe yüreğim sızladı. Büyümek şart mıydı?"

(syf 135)

16. "Acı çok zalim bir şeydi! Neden bütün ağırlığıyla bir seferde gelip aynı hızla geçmiyordu?"

(syf 120)

17. "Çünkü insanları hatırlamak için önce unutmak gerek. Ben bunu asla yapamam."

(syf 101)

18. "İnsanın sağlığı yerindeyken güneş ne kadar güzelleşiyordu."

(syf 33)

19. "Fakat düdük çalan gemi değil, Adam. Daha da küçüğüm. Bu bir tren. Portekizlimi öldüren katil bir tren. Şeker portakalımın hayallerin biçen bir tren. Büyüyünce sık sık o trene bindim, Adam. Tekerlerinin kederimi, olmayanların yokluğunu tekrar tekrar çiğnediğini kimseler bilmedi."

(syf 274)

20. "Mutluluk tıpkı zamana benziyor: O değil, insanlar hareket ediyor, insanlar gelip geçiyor. Geçiyor. Geçiyor."

(syf 273)

21. "Yol ıssızdı. Bu da iyiydi, çünkü kendi kendimle konuşabiliyordum. İçimdeki küçük sancıyla söyleşebiliyordum."

(syf 272)

22. "Hayat budur işte. Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır.”

(syf 255)

23. "Çünkü zaman yoktur, geçen biziz."

(syf 216)

24. "Beni dinliyor musun? Adam, konuşsana. Bana yeniden güneşi uyandırmayı öğret. Devam etmeyi, ilerlemeyi, geçip gitmeyi kabul etmeyi öğret. İlerlerken güneşi uyandırmak çok zor, haksız mıyım Adam?
Yalvarırım, son kez soruyorum, bana yanıt ver: Büyükler güneşi nasıl uyandırabilir? Tek bir kez."

(syf 275)

25. "Tamam, Adam öyle olsun. Büyükler güneşi uyandırmayı bilmez. Belki Tanrı ister de yarın, güneş kendiliğinden doğuverir. Durgun sonsuzluk için hep yaptığı gibi. Bunun bir önemi yok, ben senin için şarkıma devam edeceğim, çünkü ne mutlu ki özlemin anlamını biliyorum hâlâ."

(syf 275)


Güneşi Uyandıralım - Jose Mauro de Vasconcelos

Can Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tutunamayanlar - Oğuz Atay Kitabından Alıntılar

 1.   "Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu." (syf 31) 2. "İnsanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor." (syf 32) 3. "Bir cümle kaldı yalnız aklında: ''Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.'' (syf 36) 4. "Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan." (syf 36) 5. “Karı-kocanın birbirleriyle ve çevreleriyle durmadan yarışmasını anlamıyorum." (syf 36) 6.  "Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür." (syf 77) 7. "Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını. Ve öğretmenimin bu zayıf tarafını keşfeden tek akıllı öğrenciydim." (syf 77) 8. “Vazgeçiyorum, bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum; beni

Aşka Dair Nesirler - Ümit Yaşar Oğuzcan / 65 Alıntı

1. "Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim." (syf 5) 2.  "Bir yeşil elbisen vardı Bir siyah ayakkabın vardı Bir gözlerin vardı Bir dudakların vardı Bir sen vardın Ama ben yoktum o sokakta." (syf 12) 3. " Tut ki ben beyazpeynirim ben zeytinim Al Ekmeğine katık et beni." (syf 11) 4.  "Kapılara sığmıyor umutsuzluğum." (syf 14) 5.  "Tanyerinde unuttuk gözlerimizi." (syf 18) 6.  "Yaşamaksa sensiz mümkün değil." (syf 19) 7.  "Birazdan gece olacak Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım." (syf 19) 8.  "Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı." (syf 25) 9.  "Git diyorsun   Nereye gideyim  Ümitlerim ne olacak  Bunca şiirleri kim söyleyecek sana  Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini." (syf 33) 10.  "Sevebildiğim kadar insanım ben."

İnsanın Acısını İnsan Alır - Şükrü Erbaş / Alıntılar

1.  "Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte...İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık." (syf 110) 2. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (syf 7) 3.  "Şiddetin coğrafyasında elbette gökyüzü bir lükstü ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu. Gittiği en büyük uzaklık evinden iş