1. "Nasıl yaşanacağını bilmiyordum, yaşamak nedir hiç öğrenmemiştim."
(syf 16)
2. "Bir çocuğun elinden tutmak, yaşlı bir kadın yolda karşıdan karşıya geçerken ona yardım etmek... Gecenin geç bir saatinde sokağa fırlayıp dondurma ya da köfte yemek... Yağmurda ıslanmak, kar altında yürümek... İnsan bunları tatmak için yaşar. Hep bu tat alma anını bekler. Ama hiçbir zaman gerçekleştiremez. Gerçekleştirme olasılığı zaman geçtikçe daha da azalır. Sonra can sıkıntısı denilen baş belasından kurtulmak için her çareye başvurduğu kısır dönem gelir çatar. Pek uzun süren, belki de taa ölünceye dek süren o kısır dönem... Politik bir bağlantısı olmayan herkes yalnızdır; güvensiz ve sanki işsiz güçsüz gibidir."
(syf 17)
3. "Her çağın kendine özgü, çağın iyi kötü (daha doğrusu anlaşılamamış) özelliklerinin, gereklerinin kişilikler üzerine vurduğu birtakım ortak damgaları vardır."
(syf 24)
4. "Dostlukların en güzeli, insanların yalnızca yan yana oturmaktan bile tat aldıkları, gerektiğinde susuşların da değerlendirilebildiği ilişkilerdir."
(syf 24)
5. "Her şeyin farkında olacak kadar akıllı, hiçbir şeyi umursamayacak kadar güçlüydü."
(syf 24)
6. “Gazeteler," derdi, “bıkıp usanmadan aynı şeyleri yazar dururlar. Kendi hayatlarını yaşamayı beceremeyen insanların korktukları o boş zamanlar var ya... İşte gazeteler bir sürü basit olayla bu boş zamanları doldururlar. Belki gazeteler olmasaydı, insanlar boş zamanlarından bu kadar korkmayacaklardı.”
(syf 26)
7. "İnsanlar yalnızca ölümden değil, yaşamaktan da korkarlar."
(syf 27)
8. "Dünya karşısında, hayat karşısında, insanlar karşısında hâlâ bir çocuk gibi korkak ve beceriksizim. Hiçbir şey öğrenmedim, kitaplarda yazılanlar dışında."
(syf 56)
9. "Oysa hata yapmak, yanlış anlaşılmak korkusu kent yaşamının gerektirdiği bir şeydir. Ya da uygar kişinin kendini eleştirme alışkanlığını edinmesinin doğurduğu kaçınılmaz bir rahatsızlık..."
(syf 57)
10. Oysa Sartre ne diyor: "Durmadan kendini anlatır acı, çünkü kendi kendine yetmediğini duyar. Oysa onun ideali susuştur."
(syf 58)
11. "Birinin inandıklarına inanmak, sevdiklerini sevmek rahatlatır insanı. Arayıp durmaktan kurtulmuş olursun."
(syf 102)
12. "Düşleri olmayan insanların kaba gerçeklere sığınmaktan ya da birtakım kabalıkları gerçek sanmaktan başka çareleri yoktur."
(syf 106)
Kış Yolculuğu - Selçuk Baran
Yapı Kredi Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder